tiyatro – dertli sözlük
"ben yaparım, ben ederim" diye açılır perdesi. sonra otur seyreyle: birtek oynayanı inandıran yalan seyrini. veyl olsun sana müdhike. hakikat ehli, perdenin arkasındakini izler, senin sahnelediğini mi zannedersin. gel bu kibir oyununu sergilemeyiver.
kisinin kendini bulmasina cok yarari oluyor...insan tanimada,anlamada birebir...karakterleri taniyor rol kesenleri goruyorsun...bir tiyatro diyip gecmemek lazim, oynayandan izleyene kocaman fark var...
türkiye'de özgünleşemeyen ve bu nedenle gelişmeyen sanat türü.
ülkemizde yerli insanımızın tiyatroya ve diğer sanatlara olan mesafeli ve çekinik duruşu nedeniyle meydanı boş bulan batı kopyacısı ve taklitçisi tiplerin kontrolünde yürüyen "türk tiyatrosu", kendi özgün söylemini oluşturamadığı için milletimizin de asla ilgisini çekmemektedir.
sadece azınlık bir grubun yüksek zevki gibi gösterilip, tiyatro ile ilgilenmek statü sembolüsayılmaktadır. bu nedenle devletin onca teşviğine, maddi desteğine rağmen tiyatro salonları dolmamakta ve sözde "yüksek tiyatrocular" ise bu durumu halkın cehaletine ve sanattan anlamıyor olmasına yormaktadır.

(bkz:şehir tiyatroları)
tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilenmesi amacıyla yazılmış edebi türdür. genel olarak temsil edilen eser anlamında da kullanılır. tiyatro, bir sahne sanatıdır. yunanca'daki teatron kelimesinden gelir yani seyirlik yer, seyirlik bina.

ama alınan eğitimlerde özetle anlatılan tanımı:
"insanı insana insanla ve insanca anlatma sanatıdır."