dücane cündioğlunun yenişafakta ki son günahım başlıklı son yazısına ilham olmuş film.
merak ettiğim, hakkında bir çok güzel şey söylenen, ayat-ayat cinta, baran, changeling ve uzak ihtimal kadar izleyicide derin izler bırakacağına inandığım ve ne yazık ki hala izleyemediğim bir film.
mesneviden izlerin olduğu bir film.
"dünyadaki insan sayısı kadar allah'a ulaşan yol vardır."
+ ben ölümden çok korkarım
- kesilikle, anne karnında karanlıktaki bebeğe denseydi ki: "dışarıda aydınlık bir dünya var, yüksek dağlarla dolu, büyük denizleri olan, dalgalanan düzlükleri olan, çiçekleri açmış güzel bahçeleri olan, dereleri olan, yıldızlarla dolu bir gökyüzü ve alevli güneşi olan ve sen, bu mucizelerle yüzleşmek yerine, karanlıkla çevrilmiş oturuyorsun... "
- doğmamış çocuk, bu mucizeler hakkında hiçbir şey bilmediği için, hiçbirine inanmayacaktır. tıpkı ölümü karşılarken bizim gibi. işte bu yüzden korkarız. ölüm her şeyin sonu olduğu için, içinde ışık barındırmaz. ölüm nasıl olur da başlangıcı olmayan bir şeyin sonu olur?
- hassan, oğlum, benim düğün gecemde mutsuz olma.
+ düğün gecen mi?
- evet. sonsuzlukla olan evliliğimin.
"yalnızca aşık olmayanlar kendi yansımalarını görürler..."