kendini gerçekleştiren insan – dertli sözlük
ihtiyaçlarını tamamlamış ve şöyle özelliklere sahip kişi olarak tarif edilir:

kendilerini, başkalarını kuvvetli ve zayıf yönleriyle olduğu gibi kabul eder.
başka insanların farklı duygu ve düşüncelerini hoşgörü ile karşılar.
kendilerine güveni tam olan bu insanlar herkese karşı sevgi ve saygı duyar.
gerçeği olduğu gibi algılayıp, içinde bulundukları ortama kolay uyum sağlar.
eksik ve hatalardan aşırı düzeyde rahatsız olmaz.
yaşamdan büyük zevk alır, yapılacak işler birer "oyun" gibidir.
özerk bir yapısı vardır; çevresinden bağımsızdır. yalnız kalabilme gücüne sahiptir.
demokratik bir kişilik yapısına sahiptir. herkesten bir şeyler öğrenebileceklerine inanır.
doğal, içinden geldiği gibi davranır; yapmacık davranma gereği hissetmez.
düşünce ve davranışlarında özgürdür: neyin doğru neyin yanlış olduğuna kendi özerk değerler sistemine uygun olarak karar verir.

amerikan rüyasını hatırlatır.
insanın barınma, güvenlik, sevgi, saygı görme gibi ihtiyaçlarının karşıladıktan sonraki aşaması. maslow un ihtiyaçlar hiyerarşisinde sanırım en yukarı basamağındaydı bu ihtiyaç, kendini gerçekleştirme ihtiyacı.
kendini gerçekleştirmek tabiri bizim topraklarımızdan çıkmadığından olsa gerek hiç sıcak yaklaşamadım. kullanılan söz ve ifadeler bir yönüyle kişilerin ve toplumların iç dünyasından haber verir. bu tabir ise "kendi" diye başlayarak açıkça egoya, "ben"e, "ene"ye işaret ediyor. i̇slamda ise "ben" değil "sen" kavramı ön plandadır. "ben başardım, ben hallettim, tüm bu üstün vasıfları hüviyetime kazandıran benim" demek değil; en ufak bir muvaffakiyette dahi "sen yarabbi, sen yarabbi..." demek... işte hira mağarası çocuklarının hayat tarzı.
bu tabirin bizdeki karşılığı kamil bir insan olmak yani kemalata ermektir. bu tabir çok daha üstündür. nitekim kendini gerçekleştirmek tabirinin kapsama alanı sadece bu dünya iken kemalata ermek yani insan-ı kamil olmak bu dünyayla birlikte ötelerin hükümranlığını da size bahşeder. sadece aklınıza değil kalbinize de hitap eder.
kendini gerçekleştirmeye tü kaka demeye çalışmıyorum. böylesine tabirleri oldukça önemsiz kılacak mahiyette kavram hazinelerine sahip olduğumuzu ifade etmeye çalışıyorum.
bizden olmayanların düşünce sistemini yansıtan ifadeleri kullana kullana asimile olduk. unutmamalıyız ki aliya izzet begoviç savaşın ölünce değil düşmana benzeyince kaybedileceğini söylemiştir. i̇şte bu yüzden en çetin muharebe sahası düşmana benzememektir.