memleketinde gömülmek isteyenleri duyunca hep aklıma peygamber efendimiz sav in mekke de değil de medine de medfun olduğu gelir. nerede öldüğümüz değil nasıl öldüğümüz önemli. nasıl öleceğimiz de nasıl yaşadığımıza bağlı. zira “nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz.nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz.” buyuruyor canlar canı efendimiz sav
sevilmesi için güzel anıların biriktirilmiş olması lazım. öbür türlüsü eziyetten başka bir şey değil. şahsen ailem memlekette bulunmasa uğramayı aklımdan geçirmem. güzel bir şehir bul, memleketin olsun. takıntıya ne gerek var...
süphan dağı dinleyip mutlu olduğumuz yer. sanki gitmekle kalma isteği arasındaki dengeyi bulup bizi mutlu ediyor.
doğduğun ya da doyduğun yer değil, huzur bulduğun yerdir memleket.
ortak amaç, inanç ve bayrak uğruna cihad edip kazandığımız, yaşadığımız, yaşlandığımız ve uğruna binlerce şehit can verdiğimiz topraklardır.
göbeğimizden bağlıyız memleketimize, doğduğumuz zaman atmışlar göbek bağımızı; nerede olursak olalım çeksin kendine diye.
artık eski anlamını yitirmiş kavramdır.
pekçok kişi farklı diyarlarda doğar, farklı diyarlarda okur ve farklı diyarlarda ekmeğini kazanır. üstelik annesi babasıda farklı şehirlerin insanlarıdır.
hal böyle olunca insanın memleketi doğduğu değil, doyduğu yerdir
pekçok kişi farklı diyarlarda doğar, farklı diyarlarda okur ve farklı diyarlarda ekmeğini kazanır. üstelik annesi babasıda farklı şehirlerin insanlarıdır.
hal böyle olunca insanın memleketi doğduğu değil, doyduğu yerdir
eğer memleketinizden uzakta , bir otobüste, ya da pazarda vs. iseniz size anlamsız olan o konuşmalar, sohbetler arasında memleketinizin adı geçmeye görsün, sırf o kelime dikkatinizi çeker ve gayri ihtiyari o tarafa bir bakış atarsınız.
bulunduğumuzda sıkıldığımız, uzaklaşınca özlediğimiz, gözünü seveyim dediğimiz yer.
tüm ülkeyi kastederek de kullandığımız kelime. gitmesek görmesek de bizim olan yerleri de kapsar.
