allah teala şanına layık olan bütün kemal sıfatlarla nitelenmiş ve bütün noksan sıfatlardan münezzehtir. allah teala'nın sıfatları ezeli ve ebedidir. başlangıcı ve sonu yoktur. o'nun sıfatları yarattıklarının sıfatlarına benzemez. isimlendirme de bir benzerlik varsa da allah'ın ilmi, iradesi, hayatı, kelamı; bizim ilim, irade, hayat ve kelamımıza benzemez. biz allah'ın zatını ve mahiyetini bilemeyiz. biz onu kavrayamaz göremez duyamayız. oysa o bizleri kavrar, görür ve işitir. enam suresi 103. ayette belirtildiği üzre:
"(vurgula: gözler onu idrak edemez ama o, gözleri idrak eder." o, en gizli şeyleri bilendir, -her şeyden- hakkıyla haberdar olandır.)"
allah'ın varlığı zorunlu ve vacip olan sıfatları iki gruba ayrılır:
1- (vurgula: zati sıfatlar): sadece allah'ın zatına mahsus olan yarattıklarından herhangi birine verilmesi caiz ve mümkün olmayan sıfatlardır.
a)(vurgula: vücud): "var olmak" demektir. allah vardır, varlığı başkasından değil, zatının gereğidir, varlığı zorunludur. vücudun zıddı olan yokluk allah hakkında düşünülemez.
b)(vurgula: kıdem): "ezeli olmak, başlangıcı olmamaktır" demektir. ne kadar geri gidilirse gidilsin allah o zamanda vardı. o'nun olmadığı bir geçmiş zaman yoktur. evvel'dir. kıdem'in zıddı olan (hudus) sonradan olması allah için düşünülemez.
c)(vurgula: beka): "varlığının sonu olmamak, ebedi olmak" demektir. allah ileri doğru gidildiğinde her zaman var olacaktır. o'nun olmayacağı bir zaman dilimi yoktur. beka'nın zıddı olan (fena) sonu olmak allah hakkında düşünülemez. ki bu iki sıfat hakkında şöyle buyrulur kur'an'da: "(vurgula: o, ilktir, sondur....") hadid suresi 3. ayet mealinin bir kısmı.
d)(vurgula: muhalefetün li'l-havadis): "sonradan olan şeylere benzememek" demektir. allah dışında her şey sonradan olmuştur. ve allah sonradan olanların hiç birine hiç bir yönden benzemez. allah kendisi hakkında bizim hatıra getirdiklerimizn hepsinden münezzehtir.
e)(vurgula: vahdaniyet): "allah'ın eşinin, benzerinin, ortağının, evladının, ana-babasının bulunmaması" demektir. bu gibi şeyler allah hakkında düşünülemez. ve bunlardan birini o'na atfetmek çirkin bir iftira ve şirktir. allah'tan başka otorite, tapılacak ve ibadet edilecek, yaratcak, sığınılacak ve hüküm koyacak başka bir varlık yoktur. kur'an'da bir çok ayette anlatılmaktadır. ihlas suresi ve kafirun suresi bunun çok güzel bir ifadesidir.
f)(vurgula: kıyam bi-nefsihi): "varlığı kendiliğinden olmak, var olmak için başka şeye ihtiyaç duymamak" demektir. o'nun varlığı yine o'nunladır. o hiçbirşeye muhtaç olmayandır. aksine bizler var olmak için o'na muhtacız. başkasına muhtaç olmak biz mahluklaradır. rabbimiz olan allah'ı böyle bir eksiklikten tenzih ederiz. o sameddir. muhtaç olmayandır. aksine tüm mahlukatın kendisine muhtaç olduğudur.
2- (vurgula: subuti sıfatlar): bir kısmı insanda da bulunan ve fakat allah ile kıyaslanamayacak kadar birbirinden farklı sıfatlardır. insandaki elsik ve kusurludur. allah için ise böyle bir şey mümkün değildir. insan hayat sahibidir ama ölümlüdür de. allah için ise ölüm gibi eksiklikler ve noksanlıklar düşünülemez. böyle şeylerden onu tenzih eder ve o'nun kusursuz ve kemal sıfatlarına sığınırız.
a)(vurgula: hayat): "diri ve canlı olmak" demektir. allah diri ve canlıdır. mahlukatın canlılığı o'nunla kaimdir. ölüden diri, diriden ölü çıkartır. yorgunluk ve ölüm gibi bizlere has sıfatlardan münezzehtir. onu bu gibi eksik sıfatlardan tenzih ederiz. "(vurgula: sen, o ölümsüz ve daima diri olana -allah'a- tevekkül et)..." furkan suresi 58. ayet mealinin bir kısmı.
b)(vurgula: ilim): "bilmek" demektir. allah herşeyi bilendir. o'na gizli olan hiç bir şey yoktur. o ezel ve ebed bilgisi ile her şeyi kuşatmıştır. o'nun ilminin bir sınırı yoktur. o gizliyide gizlinin gizlisini de bilir. kalplerin en derininden geçen şeyden haberdardır. kainatta hiç bir şey o'nun bilgisi haricinde değildir. ve o'nun bilgisi haricine çıkamaz. o'nun ilmi her şeyi kuşatmıştır. o bilmek için kaleme ve yazıya muhtaç olmayandır. bu gibi acizlikler biz mahlukata hastır. o'nu her türlü noksanlık ve eksiklikten tenzih ederiz.
c)(vurgula: semi): "işitmek" demektir. allah işiticidir. gizli, açık, fısıltı, yavaş veya yüksek sesle ne söylenirse söylensin allah işitir, duyar. o'nun işitmek için bizdeki gibi organlara ihtiyacı yoktur. o'nun işitmesini mahiyetini bizler kavrayamayız ve bilemeyiz. bir şeyi duyması başka şeyleri duymasına engel değildir.
d)(vurgula: basar): "görmek" demektir. allah herşeyi görür. görmek için ne bir organa ne de bie alete ihtiyacı yoktur. bu gibi eksikliklerden münezzehtir. saklı veya açık, yerde veya gökte ne varsa o görür. görmek için ışığa veya karanlığa ihtiyacı yoktur.
e)(vurgula: irade): "dilemek" demektir. allah'ın dilediği olur, dilemediği olmaz. o iradesizlik ve bir şeylere zorunlu olmak gibi noksanlıklardan münezzehtir. iki türlüdür:
e-1)(vurgula: tekvini irade): yaratma iradesidir. allah'ın bir şeyi örnek almadan, sadece ol demek sureti ile yaratmasını anlatır. o bir şeye ol der ve o hemen oluverir.
e-2)(vurgula: teşrii irade): yasama ve kanun koyma iradesidir. allah'ın bir şeyi emretmesi, bir şeyi sevmesi, bir şeyden hoşnut olmasıdır. tekvini irade hayr ve şer her şeyi ifade eder. teşri irade ise sadece hayrı ve iyiliği anlatır. çünkü allah kötü şeyleri ve çirkin işleri emretmez ve sevmez.
f)(vurgula: kudret): "gücü yetmek" demektir. allah'ın herşeye gücü yeter. ve o acizlikten münezzehtir. o'nun gücünün ve kuvvetinin bir sınırı yoktur. galaksilerden atoma kadar hiç bir şey ona güç gelmez. o'nun gücünün üstüne çıkamaz. her şey o'nun gücü iledir ve yarattıklarından dolayı o'na bir yorgunluk ulaşmaz.
g)(vurgula: kelam): "konuşmak ve söylemek" demektir. allah kullarından seçtiği peygamberleri ile aracı ile veya aracısız konuşur. o'nun konuşmasının mahiyetini bizler bilemeyiz. ses, harf, dil, diş gibi biz acizlerin muhtaç olduğu konuşma araçlarından o'nu tenzih ederiz. o bu gibi eksikliklerden ve noksanlıklardan münezzehtir.
h)(vurgula: tekvin): "yaratmak, yok olanı varlığa çıkartmak" demektir. allah yoktan var edendir. vardan var edendir. o yaratır iken bir şeyleri örnek almaz. o tüm mahlukatı ezel ve ebed ilmi ile sınırsız güç ve kuvveti ile yaratmıştır. yaratmak, öldürmek, rızık vermek, diriltmek, azap etmek allah'ın tekvin sıfatının sonuçlarıdır.
"(vurgula: gözler onu idrak edemez ama o, gözleri idrak eder." o, en gizli şeyleri bilendir, -her şeyden- hakkıyla haberdar olandır.)"
allah'ın varlığı zorunlu ve vacip olan sıfatları iki gruba ayrılır:
1- (vurgula: zati sıfatlar): sadece allah'ın zatına mahsus olan yarattıklarından herhangi birine verilmesi caiz ve mümkün olmayan sıfatlardır.
a)(vurgula: vücud): "var olmak" demektir. allah vardır, varlığı başkasından değil, zatının gereğidir, varlığı zorunludur. vücudun zıddı olan yokluk allah hakkında düşünülemez.
b)(vurgula: kıdem): "ezeli olmak, başlangıcı olmamaktır" demektir. ne kadar geri gidilirse gidilsin allah o zamanda vardı. o'nun olmadığı bir geçmiş zaman yoktur. evvel'dir. kıdem'in zıddı olan (hudus) sonradan olması allah için düşünülemez.
c)(vurgula: beka): "varlığının sonu olmamak, ebedi olmak" demektir. allah ileri doğru gidildiğinde her zaman var olacaktır. o'nun olmayacağı bir zaman dilimi yoktur. beka'nın zıddı olan (fena) sonu olmak allah hakkında düşünülemez. ki bu iki sıfat hakkında şöyle buyrulur kur'an'da: "(vurgula: o, ilktir, sondur....") hadid suresi 3. ayet mealinin bir kısmı.
d)(vurgula: muhalefetün li'l-havadis): "sonradan olan şeylere benzememek" demektir. allah dışında her şey sonradan olmuştur. ve allah sonradan olanların hiç birine hiç bir yönden benzemez. allah kendisi hakkında bizim hatıra getirdiklerimizn hepsinden münezzehtir.
e)(vurgula: vahdaniyet): "allah'ın eşinin, benzerinin, ortağının, evladının, ana-babasının bulunmaması" demektir. bu gibi şeyler allah hakkında düşünülemez. ve bunlardan birini o'na atfetmek çirkin bir iftira ve şirktir. allah'tan başka otorite, tapılacak ve ibadet edilecek, yaratcak, sığınılacak ve hüküm koyacak başka bir varlık yoktur. kur'an'da bir çok ayette anlatılmaktadır. ihlas suresi ve kafirun suresi bunun çok güzel bir ifadesidir.
f)(vurgula: kıyam bi-nefsihi): "varlığı kendiliğinden olmak, var olmak için başka şeye ihtiyaç duymamak" demektir. o'nun varlığı yine o'nunladır. o hiçbirşeye muhtaç olmayandır. aksine bizler var olmak için o'na muhtacız. başkasına muhtaç olmak biz mahluklaradır. rabbimiz olan allah'ı böyle bir eksiklikten tenzih ederiz. o sameddir. muhtaç olmayandır. aksine tüm mahlukatın kendisine muhtaç olduğudur.
2- (vurgula: subuti sıfatlar): bir kısmı insanda da bulunan ve fakat allah ile kıyaslanamayacak kadar birbirinden farklı sıfatlardır. insandaki elsik ve kusurludur. allah için ise böyle bir şey mümkün değildir. insan hayat sahibidir ama ölümlüdür de. allah için ise ölüm gibi eksiklikler ve noksanlıklar düşünülemez. böyle şeylerden onu tenzih eder ve o'nun kusursuz ve kemal sıfatlarına sığınırız.
a)(vurgula: hayat): "diri ve canlı olmak" demektir. allah diri ve canlıdır. mahlukatın canlılığı o'nunla kaimdir. ölüden diri, diriden ölü çıkartır. yorgunluk ve ölüm gibi bizlere has sıfatlardan münezzehtir. onu bu gibi eksik sıfatlardan tenzih ederiz. "(vurgula: sen, o ölümsüz ve daima diri olana -allah'a- tevekkül et)..." furkan suresi 58. ayet mealinin bir kısmı.
b)(vurgula: ilim): "bilmek" demektir. allah herşeyi bilendir. o'na gizli olan hiç bir şey yoktur. o ezel ve ebed bilgisi ile her şeyi kuşatmıştır. o'nun ilminin bir sınırı yoktur. o gizliyide gizlinin gizlisini de bilir. kalplerin en derininden geçen şeyden haberdardır. kainatta hiç bir şey o'nun bilgisi haricinde değildir. ve o'nun bilgisi haricine çıkamaz. o'nun ilmi her şeyi kuşatmıştır. o bilmek için kaleme ve yazıya muhtaç olmayandır. bu gibi acizlikler biz mahlukata hastır. o'nu her türlü noksanlık ve eksiklikten tenzih ederiz.
c)(vurgula: semi): "işitmek" demektir. allah işiticidir. gizli, açık, fısıltı, yavaş veya yüksek sesle ne söylenirse söylensin allah işitir, duyar. o'nun işitmek için bizdeki gibi organlara ihtiyacı yoktur. o'nun işitmesini mahiyetini bizler kavrayamayız ve bilemeyiz. bir şeyi duyması başka şeyleri duymasına engel değildir.
d)(vurgula: basar): "görmek" demektir. allah herşeyi görür. görmek için ne bir organa ne de bie alete ihtiyacı yoktur. bu gibi eksikliklerden münezzehtir. saklı veya açık, yerde veya gökte ne varsa o görür. görmek için ışığa veya karanlığa ihtiyacı yoktur.
e)(vurgula: irade): "dilemek" demektir. allah'ın dilediği olur, dilemediği olmaz. o iradesizlik ve bir şeylere zorunlu olmak gibi noksanlıklardan münezzehtir. iki türlüdür:
e-1)(vurgula: tekvini irade): yaratma iradesidir. allah'ın bir şeyi örnek almadan, sadece ol demek sureti ile yaratmasını anlatır. o bir şeye ol der ve o hemen oluverir.
e-2)(vurgula: teşrii irade): yasama ve kanun koyma iradesidir. allah'ın bir şeyi emretmesi, bir şeyi sevmesi, bir şeyden hoşnut olmasıdır. tekvini irade hayr ve şer her şeyi ifade eder. teşri irade ise sadece hayrı ve iyiliği anlatır. çünkü allah kötü şeyleri ve çirkin işleri emretmez ve sevmez.
f)(vurgula: kudret): "gücü yetmek" demektir. allah'ın herşeye gücü yeter. ve o acizlikten münezzehtir. o'nun gücünün ve kuvvetinin bir sınırı yoktur. galaksilerden atoma kadar hiç bir şey ona güç gelmez. o'nun gücünün üstüne çıkamaz. her şey o'nun gücü iledir ve yarattıklarından dolayı o'na bir yorgunluk ulaşmaz.
g)(vurgula: kelam): "konuşmak ve söylemek" demektir. allah kullarından seçtiği peygamberleri ile aracı ile veya aracısız konuşur. o'nun konuşmasının mahiyetini bizler bilemeyiz. ses, harf, dil, diş gibi biz acizlerin muhtaç olduğu konuşma araçlarından o'nu tenzih ederiz. o bu gibi eksikliklerden ve noksanlıklardan münezzehtir.
h)(vurgula: tekvin): "yaratmak, yok olanı varlığa çıkartmak" demektir. allah yoktan var edendir. vardan var edendir. o yaratır iken bir şeyleri örnek almaz. o tüm mahlukatı ezel ve ebed ilmi ile sınırsız güç ve kuvveti ile yaratmıştır. yaratmak, öldürmek, rızık vermek, diriltmek, azap etmek allah'ın tekvin sıfatının sonuçlarıdır.