sıffiyn savaşı sırasındaki hakem olayından sonra bir grup "sen insanları hakem olarak kabul ettin. halbuki hüküm ancak allah’ındır" diyerek hz.ali'nin saflarından ayrıldılar. bu gruba hariciler denir. bunlara göre büyük günah işleyen kafirdir, tevbe etmezse katli vaciptir, malları müsadere edilir ve çoluğu çocuğu esir pazarında satılır. hz.ali ve muaviye de insan öldürmekle büyük günah işlemiş ve kâfir olmuşlardır, tevbe etmezlerse katilleri vaciptir.
çok kolları türedi. evrimin astral mutasyonlara kadar dallanıp budaklanması gibi, bu da kuraniyyun, vehhabiyyun gibi dallandı budaklandı. ümmetin itikadi mevzuulara olan uzaklığından istifade etmeye çalışıyorlar. ehl i tefekkür olmayan avamın, kudsiyyet damarını tutuyorlar. mukallidleri hedef aldığından toplu tesir icrası muhtemeldir. lakin aleykum bi dinil acaiz sırrınca avam mutaassıbane bir tenzihle dine düşkündür. ikinci üçüncü hatvede kulak asmaz.birtakım hızlı gençler bu akıma kapılıyorlar. o da ehl i sünnetin tatmin edici izahlarına yabaniliktendir. dusunen adamin ta kendisi yle uzun müdavele i efkar ettik. ona göre tecdid lazım. bana göre ise eskiyi bilmeyene yeni değil eskiyi ilkaa etmek lazım. çünkü hatta akademisyen tayfası dahil hakiki hikmet, usuluddin, ilm i kelam gibi konulara makbul pencereden bakmış değiller. mesela imamhatip başta olmak üzere taa ilahiyata kadar; hikmet, felsefe gibi yorumlandı. usuluddin rağbet görmedi, ilm i kelam ise ağır geldiğinden terke uğradı. akademisyen tayfasında dahi çok nekais var usuluddinin çok ahkamında. bilinmiyor. bu noktada avamın mutaassıbane mukallidliği, en yüksek ilahiyatçıdan makbul olmuş oluyor. çünkü biri sapıyor, avam sapmıyor.şimdi bu hariciler ve onların afyon bezri gibi saçılmış tohumları, cehlin hayret verici bir mertebesindedirler. adeta izale bir alemleri var. mantıktan müberra, çocuk zihni kadar bir akıl istimali yok. aklı yok sayan bir akılcılık daha hiç duymamıştım, bunlara kadar. sevdiğini çürüten sevgi var bunlarda. hafizanallahu teala
hazreti ali yi şehid edenlerin içinde bulunduğu grup.
çoğunluğu itibariyle harüra denen yerde birleştikleri için harüriler de denirmiş.
çoğunluğu itibariyle harüra denen yerde birleştikleri için harüriler de denirmiş.
kendi görüşünden başka her görüşü reddeden bir yaklaşım
