çıkmaz sokak – dertli sözlük
genelde sokaklar, ya sağa ya sola doğru kıvrılır durur. bazıları ise apartman, duvar ile son bulur. gidecek yolu olmayan sokak çıkmaz sokaktır.
herkesin birbirini tanıdığı dolayısıyla sokağa giren yabancının hemen fark edildiği ve çocukların rahat oynayabildiği sokaklardır.
herkesin çıkmaz sokağı kendine göredir. kiminin sokağı insanlığa çıkmaz kiminin sokağı anneye.kiminin sokağı dünyaya çıkmaz...
ya çıkarsa merakıyla sonuna kadar gidilip bir bakılan, yaşlı teyzelerin kapı önünde oturduğu, küçük kızların evcilik, küçük beylerin top oynadığı trafiğe kapalı samimiyete açık eski zamana yolculuk yapılan, hiç bir yere çıkmazsa insanlığa çıkan sokaklar.
genç dergi yazarlarından bilgehan eren'in kitabı.

arka kapaktan:

i̇nsan iradesini teslim alan "piyasa", bugün "tüketim toplumu" denilen, ihtiyaçların temininden öte, isteklerinin tatminine odaklanmış, merkezinde hazzın yer aldığı "birey"ler teşekkül ettirmiştir. bir bakıma da, tek-li̇kten, tek-ti̇pleşmeye giden bu "birey"ler, tüketimi bir "iletişim" aracı ve kimlik inşası olarak gördükleri için, misâl, sadece ekmek ve beyaz eşya gibi maddî şeyleri değil, kültürden sanata kadar her şeyi tüketim malzemesi yapmıştır. hiçbir şeyin "kalıcı" kılınmadığı "çikmaz sokak"ta, insanoğlu için iş gide gide; dostluk, vefa, aile, evlilik, sadakat, hâsılı her şeyin tüketilmesine veyahut içinin boşaltılarak mânâ değerinin azalmasına sebeb olmuştur.
batılı bir fikir adamının cümleleriyle söylersek, "ekonominin içtimaî ilişkilere gömülü olması gerekirken, içtimaî ilişkiler ekonomik sisteme gömülü kalmıştır." tabiî ki bunda -ruha bağlı olmayan- aklın nereye götürdüğünün ve maddesine tasarruf edemeyen ruhun, havada başıboş parendeler atmak gibi, hiçbir yere vardıramayacağının hikmeti de gizlidir. şuurla kavramamız gereken, meselenin sadece iktisadî yahut siyasî olmaktan öte, daha çok fikrî ve ahlâkî olduğudur.



not: bu kıymetli kitabı temin etmek isteyenler bana mesaj ile ulaşabilirler.
evvela; bu kitabın okunmasını şiddetle tavsiye ederim.

baran dergisi'nden fatih turplu kitap hakkında bir tenkid yazdı.
yazıyı şuracıkta bulabilirsiniz.

http://nabizhaber.com/tr-tr/haberler/1202/bilgehan-erenin-cikmaz-sokagi-zerine

kitabı henüz okumuş bir baran dergisi takipçisi olarak,
sayın fatih turplu bey’e cevaben:

"çıkmaz sokak i̇simli kitap i̇çin baran dergisinde yayınlanan tenkit yazınız üzerine…

varlığını yeni kanıksadığım baran dergisi’nde henüz bitirmiş olduğum ‘çıkmaz sokak’ isimli kitap hakkında yazdığınız tenkit yazısı üzerine yazarını tanımaksızın okurlar nezdinde dahi cevap hakkımın doğduğu düşüncesi ile bu yazıyı kaleme almış bulunmaktayım.

öncelikle yazınızın başlarında ifade ettiğiniz ‘’kitap tenkidinin değişmez bir yolu yoktur’’ esprisine bağlı kaldığınızı üzülerek tüm yazınız boyunca gördüğümü belirtmek isterim. üzülerek diyorum çünkü kitabı hangi bakış açısı ile eleştirdiğiniz konusunda ne yazık ki bir netlik mevcut değil.

külliyata ve ilgili bakış açısına hakim olma yolunda yeni adımlar atmaya başlamış biri ve yine bu doğrultuda kitabı henüz bitirmiş biri olarak yazdığınız derginin çizgisi bakımından aynı düşünce sistemine sahip olduğunuzu tahmin ettiğim bir şahsiyetin yazdığı esere yaptığınız eleştiriler beni derin hayretlere düşürmüş bulunmakta.

tenkit yazısı, hakkında yazıldığı eserin tutarlılık ve tutarsızlıkları üzerine kaleme alınıyor ise tenkit yazısı konusunda okuyucunun beklentisi kelimenin tam anlamı ile tutarlılıktır. bu doğrultuda bir okuyucu olarak tenkit yazınızda belirttiğiniz bazı hususların cevabını da vermenizi bekliyorum.

kitabın basım ayının ve kaçıncı basımının olduğunun belirtilmemiş olmasıyla tenkidinize başlamış olmanız içeriği hakkında yorum yazdığınızı düşünerek okumaya başladığım yazınızda niyet konusunda bende derin düşünceler uyandırdı.

kitabın gayesini gayet güzel özetlemiş olmanız, arkasından da kitabın ne kadar amacına ulaşmış olduğu sorusunu vurguluyor olmanız ciddi bir ikilem değil midir?

bir taraftan camianızda bu yapıda eserlerin olmadığı, bu konuda bir atalet olduğunu belirtirken diğer yandan bu kitabın muhatabı kimdir sorusu oldukça derin olduğunu tahmin ettiğim bakış açınızla çelişkili bir durum yaratmaktadır.

külliyattan henüz 1-2 eser okumuş biri olarak yapılan her iktibasın düşünce sistemine bir çıpa attığı biri olarak iktibasla başlamanın sizce yanlış olduğunu belirtmişsiniz. siz olarak kastınız kimdir? fatih turplu olarak siz mi? edebiyat eleştirmenleri mi? kitap tenkitçileri mi? yayıncılar mı? hangi kural adına söyleniyor bu?

ayrıca salih mirzabeyoğlu’nun birçok eseri iktibasla başlarken, sizin bu iktibasla başlama eleştirinize mirzabeyoğlu’nun eserleri de dahil midir?

yazarın fazla iktibas yaptığından dem vurarak kendisinin ne diyeceğini merak ettiğinizden bahsetmektesiniz. bu eleştiriniz tamamen enaniyet çemberi ile donatılmış bireysel bir yorum niteliğindedir. zira önsöz kitabın tamamına uzanan yolun başındaki kapı niteliğindedir. kapının büyüklüğü ya da küçüklüğü ise yazarın takdirine bırakılması gereken bir konudur. diğer yandan önsöz yaklaşık 25 paragraftan oluşmaktadır. bunun sadece 3 paragrafı iktibastır. 22 paragrafta yazar’ın ne dediği yani sizin anlayamadığınız kendi cümleleri mevcuttur. açık olmayan ne? ayrıca teşhis ve terkip sırrının ne demek olduğunu en iyi anlayacak bir camianın “tenkit yazarı” olarak anlamamaya yanaşmak nedir?

yazarın külliyattan hatırlatmasını eleştirmenize size göre daha iyi niyetli bir bakış açısı ile bakarsak; bu eleştirinizden külliyatı bilmeyenlerin bu konuya yabancı kalacağı kaygısı taşıdığınızı çıkarmak isterim. bu noktada size soracağım tek bir soru olur ki o da şudur;

sayın fatih turplu, külliyatı bilmeyen biri olarak kendi camianız tarafından neredeyse ilk kez bu kadar derli toplu bir eser olduğunu belirttiğiniz ‘çıkmaz sokak’ hakkında niyeti çok da belli olmayan böylesi bir tenkit yazısı yazarsanız kimi ve hangi yetki ile külliyatı okumaya teşvik edebilirsiniz?

burada eserden uzaklaşarak külliyat ve beslediği düşünce sistemine ait bir vurgu ile yazımı bitirmek isterim. i̇ktisat üzerine yazılmış, yapılan iktibaslar ile de külliyata uzanan yolu kısaltan bir eser niteliği taşıyan kitap hakkında yazdığınız yazıyı samimiyetten uzak ve niyeti tartışılır olarak yorumladığımı belirtmek isterim.

yine sizin tarafınızdan atalet olarak vurgulanan yeni eser meydana getirme konusunda emektar bir adımın ürünü olan kitap hakkında aynı safta olduğunuz düşüncesinden hareketle, sizden beklenen bu kitabı yüceltmek adına yazacağınız yazıların ardından kitabın belli bir okuyucu sayısı olgunluğuna ulaşmasına katkıda bulunmak ve takip eden baskılarını geliştirmek yönünde yorumlarda bulunmak olurdu.

tenkit yazınızı i̇slami camianın birbirini eleştirmekten bir türlü bir araya gelememiş olması zafiyetini hatırlatan bu tenkit yazınızı ne yazık ki yanlı bulduğumu belirterek yazımı bitirirken, ‘çikmaz sokak’ isimli bu kitabın okunmasını şiddetle tavsiye ettiğimi vurguluyorum. "