cemaatsiz camidir. müslümanlar için bile süs eşyası niteliğindedir. bundan dolayı yarı ölü dense yeridir. öğlen gelip akşama kadar avlusunda çay içip "eey gidi dünya" diyerek muhabbete başlayan dededen, yazları kuran kurslarında cüzden kurana geçtiğinde çikolata dağıtan çocuktan, okul üniformasıyla dersten vazgeçerek(*) cuma kılan liseliden ve hatta çay ocağından yoksun camidir. mahzundur hem kendinden hem karşısında çeyrek canı kalmış ağabeyinden ötürü.
avlusunda bir azamet var. tabi ki kendine has bir havası var. ama hakikaten de bir süleymaniye değil. bir selimiye değil. bir nuru osmaniye değil. bir eyüp sultan hiç değil. yapıldığı dönemin rehaveti üzerine sinmiş sanki. yinede sembol camiilerimizdendir. şadırvanı çok ferah. avlusunun kenarında sönmez neşriyatın yazıhanesi vardı. mehmet esad dilaveroğlu merhumun eserleri ve sönmez nam dergi oradan temin edilirdi. şimdilerde takı vs satılıyor orada.