yeni evlenenlerin kitaplık almaması – dertli sözlük
yeni evlenen çiftler düğün alışverişinde beyaz eşya, yemek odası, salon takımı, masa örtüsü, yatak odası derken en önemli eşyayı almıyorlar. halıyla koltukları uydurmayı biliyorlar ama ev ile kitaplığın en önemlisi kitaplar ile insanların uyumu akıl edemiyorlar. bana göre kitaplığı ve içinde kitapları olmayan bir ev boştur.
kitaplık ve içindeki kitapları aksesuar olarak kullanmak istemeyip, gerçekten okumayı sevmeyen kişilerin tercihi olabilir.
evlenecek gençlerin, bilhassa kız tarafından gelen aile baskısı sebebiyle, evlerini bilumum gereksiz eşya ile doldurmalarından kaynaklanır.
kitaplığa yer kalmayacak kadar eşya ile dolu eve, eğer kitaplığı dolduracak kadar kitap da yoksa, kitaplık almak akla gelmez.
bu çiftler evlendikten ortalama 10 yıl sonra 'oğlum kızım bak öğretmenin kitap okumuyo diyo senin için' 'bu çocuk hiç kitap okumuyo'diye evlatlarından dert yanmaya başlarlar genelde.
en yanlış şeydir. bence alınması gereken ilk şey kitaplıktır. hatta sadece kitaplık alınsa bile olur. ne gerek var televizyona salon takımına... bir minder bir de kitap yeter.
kafasında o kitaplığı koyacak yeri yoksa bir çiftin evlenirken veya sonra kitaplık alıp evinde yer açmış ne olur ki. en fazla bir aksesuar olarak kitaplıkolur. instagramda fotolara fon olur. tozlanması ve taşınmada çıkardığı zorluk da cabası. almış olmak için alınmasına gerek yok. kız tarafının evi gereksiz eşyaya boğması merakından ötürü de değil. kitap sever insan zaten evlenmeden kendiliğinden bir kütüphane kurmuştur. 4 tane rafa muhtaç değillerdir. tv almaya hele ikeadan tv ünitesi almaya hiç benzemez...100lerce kitaptan oluşan bir kütüphane görünce bunların hepsini okudunuz mu diye soran tipler de bunlardır.(*)
(bkz:anlatım bozukluğu)
(bkz:gereksiz sözcük kullanımı)

sözlüğümüzde ilgi görme potansiyeli yüksek olan başlıklardandır.

aranan özelliklerin hepsini karşılıyor:

1- yoruma açık.

2- evlilikle ilgili. (hali hazırdaki sözlük halkının çoğu evli ve tecrübeleri var + evli olmayanların da bu konularda fikirleri var. bu da bizi birinci maddeye götürür.) :)

3- hafif anlatım bozukluğu içeriyor (bu da söz konusu başlıkları görünce göze batmasını sağlıyor. eee yılların tecrübesi var. o kadar dil bilgisi çalışmışız. sınavı atlatınca da bitmiyor böyle ortamlarda dil bilgisine dikkat edersen karizman oluyor. bu yüzden bir şeyler yazarken, yazdıklarını daha çok sorgulamanı sağlıyor + yanlışları düzeltme güdünü tetikliyor.)

sonuç:
sayısı artırılabilecek olan bu maddelere uyan başlıklar açarsak sözlüğe biraz daha canlılık gelebilir.