nuşirevan – dertli sözlük
adaletiyle meşhur iranlı mecusi hükümdar.
islamiyetten önce 531 ile 579 yılları arasında sasani devletinin hükümdarlığını yapmış.
rivayete göre efendimiz, (s.a.v) nuşirevan'ı kastederek ''ben adil hükümdür zamanında dünyaya geldim'' demiş.

adaleti hakkında iki rivayet;
birincisi;
mekkeli iki arap ticaret maksadıyla iran'a giderler. tüccarların atlarını görüp beğenen nuşirevan'ın oğlu, atları satın almak ister fakat araplar yanaşmaz. bunun üzerine prens atları zorla ellerinden alır.
araplar doğruca nuşirevan'ın huzuruna çıkarlar durumu anlatırlar. hükümdar şikayetlerini dinler, bir müddet düşünür ve mekkeli tüccarlara ertesi gün şehrin meydanına gelmelerini söyler.
araplar ertesi gün şehrin merkezine gittiklerinde bütün halkın meydana toplandığını ve prensin idam edildiğini görürler.
(bu rivayetin farklı kaynaklarda benzerleri de var. detaylar farklı olsa da hepsinde nuşirevan kendi oğlunu astırır. bazı rivayetlerde de bu iki mekkelinin hz. ömer (r.a) ve amr bin as (r.a) olduğu yazar. fakat bence bu rivayet doğru değildir, aşağıda geçen hikayeden mülhem bir iddiadır. çünkü nuşirevan 579'da ölmüş, o tarihte bu sahabilerin iran'a gitmelerine imkan yok, hz ömer 3 yaşındaydı.)

ikincisi;
hz ömer zamanında, mısır valisi amr bin as şehrin merkezine büyük bir mescid yaptırmak ister. fakat mescidin planlandığı arazide mısırlı bir gayrimüslim'in de arazisi vardır ve bu gayrimuslim, arazisini satmak istememektedir. amr bin as emreder, arazinin bedeli neyse verilir ve mescid'ın yapımına başlanır.
duruma içerleyen arazi sahibi mekke'ye, hz ömer'e şikayete gelir. hz ömer gayrimüslim vatandaşını haklı bulur, amr bin as'a gönderilmek üzre deve kemiğine şunları yazdırır: ''şunu bilesin ki ben nuşirevan'dan daha adilim.''
ikazı gören amr bin as derhal mescid inşaatını durdurur ve arazi sahibinden özür diler.
ruhul beyan'da fatiha suresinin tefsirinde adaletiyle ünlü nuşirevan, enuşirvan ismiyle anılır ve bir hadise aktarılır;"anlatıldığına göre adaletiyle ünlü enûşirvan adamlarıyla ava çıkar. bir ara adamlarından ayrılıp bir bahçeye gelir. bahçede bulunan çocuktan bir nar vermesini ister. çocuk da verir. narın taneleri bol suludur ve enûşirvan bu sulu narla susuzluğunu gidermeğe çalışır. bahçe ve nar hoşuna gider. bu bahçeyi sahibinden almayı düşünür. çocuktan bir nar daha ister. ancak ikinci narın suyu azdır.melik enûşirvan çocuktan bunun sebebini sorar. çocuk: "belki de melik, haksızlık ve zulüm yapmak istemiştir," deyinceenûşirvan kalbine gelen bu düşünceden vazgeçerek tevbe eder. çocuktan bir nar daha ister. bu seferki hepsinden daha hoş ve suludur. bunun üzerine çocuk: "melik tevbe etti gâlibâ" der. aklı başına gelen enûşirvan bu olaydan sonra zulüm ve haksızlıklardan tevbe eder ve adı adaletle beraber anılır. hatta rasûlullah (s.a.)'ın: "ben âdil melik (enûşirvan) zamanında doğdum." diye onun devrinde doğmaktan dolayı övündüğü rivayet edilir."
rasulullah aleyhisselatu vesselamın taltifine mazhar, adlin bir simgesi zat. elbette burada en adil rasulullahtır ki, sezarın hakkını dahi sezara iade etmiş, gayrımüslimde olsa, hem dünyadan göçmüş te olsa onun nübüvvet makamına kadar ünü gelen itibarını iade etmiş. inanıyoruz ki mezarında dahi olsa bu iltifat ona bir ab-ı zemzem lezzeti vermiştir.