600 kã»sur sene dünyayı gölgesinin altına alıcak kadar büyüyen çınarın
vaktiyle (*) almak yönünde uyguladığı
günümüzde ise sıkca ver(dirt)ilen bir tür zayi...
(bkz:osmanlı tarihi)
milletin ihtiyacının elinden kayıp gitmesi...
ülkedeki beyin gücünün arkasına bakmadan kaçışı/kaçırılışı...
paranın az olduğu yerden çok olduğu yere doğru olur çoğunlukla ama bazen dini kısıtlamaların çok olduğu yerden daha az olduğu yere de olabiliyor.
nedenlerini analiz edebilip çareler üretmedikten sonra devam edecek süreç. uzun uzun yazılabilir nedenleri, ama birkaç başlıkta anlatmak istersek:1. türkiyede'deki üniversite ve araştırma kurumlarının istenen bilim ortamını sağlayamaması. siyasi hesaplar, torpil devam ettiği sürece de asli vazifelerine dönmeleri zor. 2. akademik olarak kendini geliştirme imkanının olmaması ( en azından fenni bilimlerde ). öğrenci ne kadar iyi olrusa olsun, iyi bir öğretmen ve eğitim ortamı gerekir. o da türkiye'de büyük oranda mevcut değil maalesef. aslında bu açıdan bakıldığı zaman, tam olarak 'beyin göçü' adı verilemez. giden insan, zeki olabilir ama büyük ihtimalle donanımlı değildir. önemli olan, donanım kazandıktan sonra, türkiye için faydalı olabileceği zaman dönüp dönmediğidir. o konu da gene 1. maddemize döner. bilim ile uğraşırken, gelip üniversitenin siyaseti ile uğraşmayı istemeyen, ya da gerekli imkan sunulmayan bilim insanı neden geri dönsün ki gayesi bilim yapmak ise? 3. hemen her sorunlu alanda dönüp dolaşıp geldiğim nokta ile konuyu kapatacak olursak, işi ehline verirsek hepsi çözülür. üniversite ve rektör örneğinden yola çıkarsak mesela, işinin ehli rektör, 'en laik' ya da 'en dindar' ya da 'en filanca cemaatten' rektör demek değildir. i̇şinin ehli rektör, bilimsel çalışmaların önünü açıp destekleyen, insanların kimliğine bakmadan yaptığı işe göre kıymet veren, asistanların asıl emeği verdiği makaleye birinci isim olarak giren profesörlere dur diyen rektördür vs vs...konuşsan çare değil, sussan içinde birikiyor... vesselam.
üniversiteye akademisyen alımlarında bile -ki öyp varken de alımlar adil olmadı, hatta liyakati belirleyecek bir sistem de değildi- liyakatli akademisyen alamayan bir üniversite sistemi varken, olması gayet doğal olan.