ibni haldun – dertli sözlük
sosyolojinin babası olarak da anılan müslüman filozof, tarihçi ve devlet adamı. tunus’ta endülüslü soylu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. aslen yemen’in hadramut bölgesindendir. hayatını mısır, tunus ve i̇spanya’da geçirmiştir. tunus ve fas’ta kâtiplik, mühürdarlık, sır kâtipliği, hâkimlik gibi devlet görevlerinde bulunmuş, kısa bir süre bicâye adlı bölgede hacip unvanıyla bicâye emirliğini yönetmiş, sonraki dönemlerde ise birçok devlet adamına danışmanlık yapmıştır. hayatının son dönemlerinde el- ezher’de ders vermiş ve kahire’de maliki kadılığı görevinde bulunmuştur.

i̇lmî çalışmalarında medeniyetlerin/devletlerin yükselişi ve çöküşü ile ilgilenmiştir. yedi ciltlik dünya tarihi el-i̇ber’in giriş kısmı olan mukaddime isimli eserinde, sosyoloji teorisini anlatmıştır. bu eserinde, kuzey afrika’daki kabileler üzerine yaptığı sosyolojik gözlemlerden hareketle sosyal uyum ve dayanışma kavramları ile köy ve şehir hayatı arasındaki ilişkileri tartışmıştır. göçebe milletler, savaşçı ve cesur bir karaktere sahip iken yerleşik hayata geçtiğinde bu özelliklerini kaybederler. i̇bn haldûn’a göre şehir hayatındaki rehavet zaman içerisinde kişilerde kötü huylara sebebiyet verir. bu yüzden hadariler yani şehirde yaşayanlar, genellikle bedevilerin istilasına uğrar ve yerleşik yaşama geçen bedeviler de aynı döngüyü devam ettirirler. i̇bn haldûn, toplulukların kuruluş, gelişme ve yıkılış süreçlerini ele alırken asabiyet olarak adlandırdığı kavramı kullanmış ve bunun toplumsal değişim süreçlerinde merkezî bir rol oynadığını ileri sürmüştür. daha çok, insanlar arasında yardımlaşma ve dayanışma eğilimi olarak tasvir edilen asabiyet, i̇bn haldûn’a göre göçebelikten (bedevi) medeni (hadari) hayata geçiş sürecinde gittikçe zayıflar.