çoğu zaman az da olsa rahatlatan eylem...
ağlamak...gözlerden düşen inci taneleri.
ağlaman bir şey eksiltmez senden.
artık duygularını ve hissettiklerini anlatacak kelimenin kalmadığı yerde senin yerine gözlerinin konuşmaya başlaması.
(bkz:bazen olur bırakın konuşsunlar gözleriniz)
(bkz:bazen olur bırakın konuşsunlar gözleriniz)
öldüğümüz zaman değil, asıl doğduğumuz zaman ağlamamız boşa değil. (bilhan ılgaz)
kendisine erkekler ağlamaz deyu cinsiyet biçilen his taneciklerinin bütünü. oysa ki cinsiyeti yoktur, erkeklerin göz yaşları tuzlu da kadının göz yaşları şeker şerbet değildir. ben tattım kadının göz yaşlarını tat aynı, renk de aynı.
dünya gördübizi boğazladılartutma gözyaşlarınıonur da ağlar.(*)
aciz olduğunu hissettiğindeözleyip özledim diyemediğindeellerini açıp sustuğundaişlediğin günahınagünahı kime karşı işlediğini farkettiğinderabbinin sana ihsan ettiklerini gördügün vakitte kavuştuğunda/ ayrılışında aslında söyleyecek çok şeyin olduğu halde nereden başlayacağını bilemediğindekelimelerin bittiği yerdemecalin kalmadığında yapacağın tek şeydir...
ağlarken akan gözyaşının da görevi varmış. ardından gelecek gülümseme için yolu temizlermiş.unutmayalım ki her derdin bir devası her kapanan kapının yerini almak için açılmayı bekleyen bir kapı vardır. ağlamalarımız boşuna değil...
genellikle çocuklara isnad edilmesinin bir nedeni de çocukça ve saf bir eylem olmasidir.
