ağlamak – dertli sözlük
allah'ın bir lütfu ağlamak. ya hiç ağlayamasaydık ağlamadan önceki o duygu yoğunluğunun boşalmasını nasıl sağlayacaktık. bize ağlama nimetini veren allah'a sonsuz şükürler olsun.
bir süleyman çobanoğlu şiiri.

hangi tele vurunca böyle hıçkırabilir
güneşi kanadında taşıyan büyük melek
senin ince gönlünü hangi kış kırabilir,
ey sırma nakışında sarkıt duran kelebek!

yaz, bütün binalara birden geldiği zaman,
kanın gelişi gibi tıkalı bir damara,
ilık bir sükûnetle sarmalanır uyuman;
narin bir kadifeyle kaplanır derin yara.

ağzın artık yanıyor. artık anlatmayalım,
kim bu ağır şeyleri böylece diyebilir!
demirden kapıları neden ıslatmayalım
ta çürüsün çürüyen; evet çürüyebilir!

gözyaşların geçiyor keskin kayalıkları,
şiir haddi olmayan bir denize varıyor
gözlerin, en dipteki gümüşî balıkları,
suvarıyor gözlerin, ve yüzün ağarıyor.
ağlarken akan gözyaşının da görevi varmış. ardından gelecek gülümseme için yolu temizlermiş.unutmayalım ki her derdin bir devası her kapanan kapının yerini almak için açılmayı bekleyen bir kapı vardır. ağlamalarımız boşuna değil...
aciz olduğunu hissettiğindeözleyip özledim diyemediğindeellerini açıp sustuğundaişlediğin günahınagünahı kime karşı işlediğini farkettiğinderabbinin sana ihsan ettiklerini gördügün vakitte kavuştuğunda/ ayrılışında aslında söyleyecek çok şeyin olduğu halde nereden başlayacağını bilemediğindekelimelerin bittiği yerdemecalin kalmadığında yapacağın tek şeydir...
kendisine erkekler ağlamaz deyu cinsiyet biçilen his taneciklerinin bütünü. oysa ki cinsiyeti yoktur, erkeklerin göz yaşları tuzlu da kadının göz yaşları şeker şerbet değildir. ben tattım kadının göz yaşlarını tat aynı, renk de aynı.