kelebeğin rüyası – dertli sözlük
konuya yılmaz erdoğan'dan bahsederek başlayalım.
bir insan işinin ehli olduğu zaman 'kötü denilen' işlerinde bile belli bir kalite oluyor.
bu filminde de bilhassa repliklerde yılmaz erdoğan kalitesini gördük. birçok konuda eleştireceğimiz, beğenmeyeceğimiz adam işi konusunda gerçekten çok iyi.

filme gelecek olursak;
görüntü yönetmeni çok iyi iş çıkarmış. görsel kalite anlamında sayılı türk filmlerinden biri. sahneler, fotoğraflar çok iyi
türk filmlerinden biri dedik de, aslında türk filmi gibi de olmamış.
birkaç sahne hariç, dekor kıyafetler ve sair avrupa ve amerika sinemalarındaki dönem filmlerinin aynısı olmuş.
aynı filmi polonyalı bir yönetmen çekse. altyazılı seyretsek ''aa bize ne kadar çok benziyor'' demeyiz.
tabi film gerçekle birebir olmak zorunda değil, bu yüzden de bu yazdıklarımız eleştiri değil, tesbit.

şiir, aşk konulu filmlerin hikayeleri hep klişelerle doludur. kelebeğin rüyası'nda türk filmi klişeleri pek yok ama konuyla ilgili klişe çok.
oturup böyle romantik aşk şiirleri yazmış kişiler filmin bu kısmına hayran olabilirler ama şiirle falan çok ilgisi bulunmayan kişiler 'ehh işte' diyeceklerdir.
bir de bu tür filmler 'bir şey söylemezler'. seyredilir, beğenilir, geçilir.
yılmaz erdoğan'ın kendine has 'resmi ideolojiye göndermeler'i de olmazsa hakkaten hiçbir şey söylemeyen bir film olarak kalacak.

velhasıl;
görüntü konusunda çok iyi, diyaloglar çok başarılı, oyunculuk gayet iyi.