i̇nsan-ı kamil kelimesinin tam manasını yansıtabilendir.çamurdan yaratılıp ruh verilen sonra bu ruhunu hayatın getirileriyle işleyen duygu ve düşünceyle yoğuran kendine şekil verendir.allah insanı yaratırken edeb (eline-diline-beline sahip çıkan)çerçevesinde yaratmıştır.nefsani duyguları insanı bu şuurda tutan yada dışa taşırandır. şems-i tebrizinin hayatta her şey olabilirsin fakat mühim olan hayatın içinde insan kalabilmektir sözünün hakkını verendir.yaratılış gayesinden sapmayandır.zaaf ve fazilet karmasında mükemmellik ve tevazu dengesinde yaratılan bir varlıktır ki insan olarak kalmak için bu dengede durabilendir faziletlerini zaaflarının üstünde tutabilendir ve beklentileri,düşünceleri,hareketleri,yaşam tarzıyla insan kelimesinin içini efendiler efendisinin ahlakıyla yoğurarak doldurandır.bu doğrultuda insalıkla münasebetler insani boyutta olacaktır.
öyle bir ince çizgidedirki insan i̇lahinin nazarında meleklerden üstün de olabilir hayvanlardan aşağıda olabilir.edep ve hayadadır bu çizgideki sır.ilahiyle irtibatı koparınca adab-ı muaşereden nasiplenemez,kayıptır insaniyette.
ve insan derin bir varlık sonu görünmeyen tünel girene yolu gösteren üslubudur,dildedir marifet.
öyle bir ince çizgidedirki insan i̇lahinin nazarında meleklerden üstün de olabilir hayvanlardan aşağıda olabilir.edep ve hayadadır bu çizgideki sır.ilahiyle irtibatı koparınca adab-ı muaşereden nasiplenemez,kayıptır insaniyette.
ve insan derin bir varlık sonu görünmeyen tünel girene yolu gösteren üslubudur,dildedir marifet.