isim koymak – dertli sözlük
yakın bir arkadaşım kız çocuğunun olacağını öğrenince beni aradı. bu konuda sen en büyük danışmanımsın, birkaç ay içinde bir isim bulmuş ol dedi. vaktiyle kuracağı işletme için isim bulmuştum. ordan gelen bir danışmanlık.önce birkaç isim düşündüm. son ana kadar beklemeye, kendi bulmazsa önerilerde bulunmaya karar verdim ve artık pek düşünmedim. neticede kendilerinin bulacağı isim her türlü daha hoşlarına giderdi. nihayet kızı dünyayı teşrif etti, kendisi de güzel bir isimle kızını adlandırdı.bu süreçte ara ara isim koymak üzerine düşündük, arkadaşımla epey fikir teatisinde bulunduk. (kimi isim vermek der fakat tdk isim koymak ya da isim takmak diyor)birincisi; her ne kadar "isim" koymak diyorsak da çocuklara isim değil sıfat takıyoruz. isimlerin birçoğu sıfat. bunda elbette bir beis yok fakat özellikle arapçadan gelen sıfatlar bence tek başına çok anlamsız. fonetiği güzel ve isim olarak yerleşmiş diye halen kullanıyoruz. mesela en sık kullanılan isimlerden biri olan "kübra". büyük, en büyük demek. bize isim olarak gelmesi "hatice-i kübra"dan dolayı. yanına hatice ya da farklı bir isim koyarsanız mantıklı ama tek başına "büyüklük" sıfatı çok anlamsız. ikincisi; anlamı çok da güzel olmayan ama yerleşmiş olduğundan yahut fonetiğinden dolayı tercih edilen isimler. bunların bir kısmı bir şahsa atıfla konuyor. amaç anlamın güzelliği değil, şahsiyet, rol model. onları istisna tutmak lazım. rabia, talha ve sair.. fakat ya cenk(*), nevzat(*), aleyna(*)? listeyi uzatmayalım ama kelime anlamı mühim.üçüncüsü; arapça kökenli olmasını önemseme ve kur'dan'da geçmesine dikkat etme meselesi. garip kelimelerden fonetiği için üretilen isimler. mesken anlamına gelen "meva", "adn" kelimesinden türetilen aden.. ve bunlar gibi nevzuhur değilse de anlamı güzel olmayan birçok isim...dördüncüsü; isim olarak kullanılagelmiş, yerleşmiş ama çocukla tezat isimler. mesela gökmen. mavi gözlü demek. kahverengi gözlü çocuğa konuyor. beşincisi; anlamı çok ulvi olan yahut ciddi bir misyon yükleyen isimler. burada karar tabii ki anne babanın fakat çocuğa "allah'ın kılıcı" anlamına gelen "seyfullah" ismini koyuyorlar, sonra bizzat adı koyanlar "adını seyfullah koyduk ama adam 30 yaşını da geçti, kurbanını bile kendi kesemiyor" diyorlar. tamam dua niyetine konulur, kimse de adının anlamını yerine getirmek zorunda değil. ayrıca klavye de bir tür kılıçtır belki. fakat bu da mühim bir noktadır.her madde için de onlarca örnek verebilirim. yerim dar. gerek yok.ismin anlamını google'dan rastgele kontrol etmek de sağlıklı değil. anlamı bilinirse vazgeçilecek isimlere genellikle "iyi ahlaklı, mert, güzel yüzlü" ve sair açıklamalar yazılıyor. yine aynı şekilde isminizin anlamını böyle biliyorsanız yanılma ihtimaliniz yüksek.manasız bir isimde ısrar eden birini ikna etme yöntemi ise "ne de olsa aynı şey" diyerek, henüz doğmamış çocuktan isminin anlamıyla bahsetmek. mustakbel ebeveyn hemen irrite olup isimden vazgeçerler. hamiş: beşinci maddeden "çocuğun adı seyfullah konmaz" anlamı çıkmaz. yanlış anlaşılmasın.