başkanlık sistemi – dertli sözlük
teknik olarak bürokrasiyi azaltsa da kararların istişaresiz ve denetimsiz alınmasından ötürü oldukca hataya sebep olmaktadır.
devlet içi işlemlerde belki bir faydası olmuştur bilemiyorum ama biz ülke vatandaşları bir numarasını göremedik. hatta sanki işler kötüye gidiyor ama dıj güjler var tabi.
gayet güzel tarihimize milletimize yakışır. i̇şin ehli birçok insan tarafından tavsiye edilen sistemdir. allah hayırlı eylesin.
türkiye'de şu ana dek olmayan bir sistemdir. ancak olursa neler olacak, ne gibi kazançlar ve götürüler olacak iyi analiz edilmelidir.
bu sistem gelmesin diye;terörün düşman devletler tarafından azdırıldığı,içimizdeki hainlerin atmadığı takla kalmadığı yani neredeyse darağacına asılmaktan önceki son çıkış olarak gördükleri için yapamayacakları şey olmadığı, bugün olanlardan daha kötüsünü beceremiyorlarsa şeytanın akıllarına getirmediği için olduğu ölüm kalım savaşı.artı olarak dünya'da müslüman kanı mı akacak yoksa duracak mı olayınında belli olacağı mesele .ne yazık ki bizim milletimizin insanları rahatlığın rehavetinden olsa gerek düşmanlarının elini güçlendirmek eğiliminde.
yüce diriliş partisi lideri sezai karakoç'un da savunduğu bir sistemdir. 1990'da diriliş partisi'nin kuruluşundaki bildiride başkanlık sistemini getirmek partimizin hedefleri arasındadır ifadeleri yer alıyordu. ancak üstadın başkanlık sistemi modeli türkiye'yle sınırlı bir sistem değildi. onun idealindeki başkan büyük milletimizin ve devletimizin başkanı olacaktı.
türkiye'nin ihtiyacı olan yeni bir sistem değildir. türkiye'nin ihtiyacı devletin tüm erklerinin; halk tarafından denetlenebilir ve halka hesap verebilir olmasıdır.

her şeyden önce "devlet baba" zihniyeti yıkılmalı "hizmet eden devlet" zihniyeti oluşturulmalıdır. "hesap soran" devlet anlayışından "hesap veren" devlet anlayışına geçiş yapılmalıdır. ülke içinde siyasi - sosyal ve ekonomik hiç bir konu tartışma ve eleştiri üstü tutulmamalıdır.

türkiye'nin ihtiyacı olan yeni bir sistem değil, yeni bir anlayıştır. ülke topraklarını paylaşan her fikirden insanda "beraber yaşama" arzusu oluşturabilecek "rahat ve kaygısız bir yaşam" sunulabilecek atılım ve yatırımlardır.

türkiye'nin sorunu, her alana sirayet etmiş olan "üretimsizlik" sorunudur. fikir üretemeyen, devletin belirli kesimlerinden korkan - korkutulan halk yığınları; devleti ve devlet işleyişini sorgulayabilen, geçmişteki hataları irdeleyebilen, özgür bir şekilde ne düşünüyorsa ifade edebilen "birey" konumuna yükseltilmelidir.

elbette, bu konum artışını sağlayacak olan öncelikli iki mesele "eğitim" ve "ekonomi" dir. eğitim, devlet ve siyaset üstü bir konuma getirilmeli; öğrenciler, devletin ve siyasetin bekasını sağlayan birer araç olmaktan kurtarılmalıdır. "devleti yaşat ki, insan yaşasın" çarpıklığından "insanı yaşat ki, devlet yaşasın" mantalitesine yükseltilmelidir.