termodinamiğin iki temel yasası vardır. birincisi enerjinin korunumu prensibidir. enerjinin kaybolmaması daima dönüşmesi ve bu evrenden çıkamaması durumudur. i̇kincisi ise enerji farklılığının zamanla eşitlenmeye doğru yönelme isteğidir. enerjinin bu eşitlenme isteğine entropi denir.entropi üç şekilde tanımlanıp yorumlanabilir.birincisi; enerji alışverişidir ki entropi, enerji farklılığı olan bir yerde, yüksek değerdeki enerjiden düşük değerdeki enerjiye doğru akımı sağlayan şeydir. bu akım iki enerji düzeyi eşitleninceye kadar devam eder ve nihayetinde entropi en yüksek seviyesine ulaşır. örneğin bütün akarsuların denize dökülmesi gibi. yüksek seviyede bulunan suların taşıdığı yüksek potansiyel enerjinin, düşük seviyelerdeki denize enerji aktarma isteği... tıpkı birleşik kaplardaki su seviyelerinin eşitlenme isteği gibi.i̇kincisi; organizasyonla ilgilidir. bir sistem ne kadar organize olmuşsa o kadar düzenlilik, kararlılık gösterir. bu aynı zamanda o kadar az entropiye sahip de demektir. en basit örnek, molekülleri daha organize olan buzun, bir süre sonra molekülleri daha düzensiz olan suya, bir müddet sonra da daha da düzensiz bir hal olan gaza dönüşmesidir.ya da temiz kıyafetlerin kirlenmesi, her şeyin zamanla bozulması, tozlanması yıpranması entropik değerin hep arttığını gösterir.makro boyutta evrenin bigbang’den sonra her saniye daha da düzensizleşmesi, tabiatın ve çevremizin kirlenmesi, terör, kaos, çarpık kentleşmeye kadar... ve dolayısıyla kendi kıyametine hızla koşan bir evren!ya da fanilik demektir. ‘‘her nefis ölümü tadacaktır’’ demek de olabilir.üçüncüsü; enformasyonla ilişkilidir. entropi bu defa her canlının sahip olduğu bilgi birikimini bir başka canlıya aktarma isteği şeklinde kendini gösterir. minicik bir meyve çekirdeğindeki bilgi o meyvenin tadını, rengini, kokusunu, büyüklüğünü, şeklini belirleyecektir. madem böylesi bir tohumdan ormanlar meydana geliyor aynısı insan ırkının çoğalması içinde söz konusudur. bir erkek tohum hücresinin, kadın hücresiyle birleşmesiyle iki değişik bilgiden oluşan bir bebek dünyaya gelir. i̇ki farklı cinsin bir araya gelme eğilimi, kendilerinde saklı olan bilgi yüklerini bir başkasına iletme arzusundan başka bir şey değil. bilginin yayılması... tıpkı ilk olarak kozmik bir yumurta halindeki evrenin ‘’büyük patlama’’ sonucu tüm uzaya yayılması gibi.
bir sistemde düzensizlik ya da tersinmezliklerin toplamıdır.
bir sistemde işe çevrilmeyen her enerji tersinmezdir. sonsuz ömre sahip ve sürekli çalışan bir sistemde bu tersinmezlik sonsuza doğru gider. insanın ömrü, kıyametin fiziki açıklaması, dünyanın ömrü, evrenin ömrü yani kısaca yaratılmış her şeyin ömrünün fiziki açıklaması entropidir. bozulma sürekli artar. bunun geriye dönüşü söz konusu değildir. bozulmanın yani düzensizliğin limit değeri aşıldığı zaman sistem yok olur. bir de düzensizliğin artışı hızı vardır. bu artış hızı da limit değeri aşarsa, sistemin ömrü minimuma iner. tersinir bir sistem olamayacağı için entropi sürekli artar. eğer tersinmez bir sistem var olsaydı, entropi artışı sıfır olacağı için sistem sabit düzensizlikte seyir edecekti.
termodinamikte entropi sistem ömrünü tayin için kullanılmaz. sistemdeki entropi artışı hesaplanarak verim hesabı yapılır. böylece sistemin verimli çalışma aralığı tayin edilir. sistem verimini artıracak tedbirler alınabilir. lakin entropi kavramı sistemin ontolojik bir sorunu olduğu için entropi artışına karşı alınacak önlemler sınırlıdır ve esas amaç entropinin artışını ömrü verimli çalışma aralığını genişletecek şekilde azaltabilmektir.
sürekli genişleyen ve devamlı çalışan bir sistem hayal edin. sıradan bir insan için zor bir hayaldir. fakat bir örnekle bunu somutlaştırabiliriz. evren. en somut örnek.
evren sürekli genişleyen ve devamlı çalışan devasa bir sistemdir. bir iş ve oluş meydana gelir. bu nedenle devasa tersinmezliklerin yani düzensizliklerin de oluştuğu bir sistemdir. ama bu düzensizlik sistemin işleyişi için gerekli bir düzensizliktir. bu düzensizlik bir müddet sonra iş ve oluşun meydana gelişini engelleyecek bir raddeye varacak ve bu devasa sistem işlevini yerine getiremez hale gelecektir. işte bu durum kıyamettir. allah-u teala her şeyi bir sebebe bağlamıştır. bu nedenle bu aleme sebepler alemi denir. işte kıyametin fiziki sebebi de bu entropi artışıdır.
entropi kavramını sosyoloji ile de bütünleştirebiliriz. bir toplumun nüfusu sürekli artıyorsa -yani genişleyen ve sürekli bir sistem- bu toplumda bozulma ve düzensizlik hızla artacaktır. dünyada nüfus artışı geometrik artış gösterir. artimetik artış değil. geometrik artış demek katlanarak artış demek. işte böyle bir durumda kaos yani düzensizlik ya da tersinmezlik de kaçınılmaz bir sonuç olmaktadır. bu düzensizlik bir müddet sonra sistemi işlemez hale getirir ve insanın yaşam alanı olan dünya geri dönüşü olmayacak şekilde bir bozulmaya uğrar. iyiliğin yayılmasının arzu edilmesi ve fıtratın korunması konusu düzensizlik artışının azalmasına yönelik bir istektir. yani günahları birer tersinmezlik olarak yorumlarsak, bütün bir sistemde yine tersinmezlik artışına katkı sağlamaktadır.
dünya için insan da bir tersinmezlik unsurudur. içerisinde meydana gelen kimyasal veya nükleer olayların yanında insanın dünyaya olan etkisi de dünyadaki bozulmanın artışına bir katkı sağlamaktadır.
bu anlattıklarımızın hepsi allah'ın sebepler aleminde yarattığı sebeplerdir.