"o mü'minin hayatını, olup bitmiş, ihtimal ki istiğfarı da çoktan yapılmış bir fiilin yaşandığı anda durduruyor; sanki sürekli o hatayı işliyormuş gibi, o hatayı işlemeye hâlâ devam ediyormuş gibi, elinin veya dilinin işlediği o hataya bütün âzâları hâlâ onay veriyormuş gibi bir tutumdu gıybet zira." (*)
bir kimsenin gıyabında nahoş kelâm etmek.
"gıybet edene sus diyene, yüz şehîd sevâbı vardır." hz. muhammed (s.a.v) (*)
insanları burunları üzerine cehenneme sürükleyecek olan davranıştır.
çiğ et'i afiyetle tüketme ve bundan gocunmama durumudur.
bilindiği halde bilinmeyen davranış
konuşulan kişinin bunu duyduğunda rahatsız olacağı bi durumdur, gıybette iftira yoktur, doğrular konuşulur, ama insanlar bile bile ama doğru söylüyorum yalanmı diye tepki verir.
en büyük zararlı etkisi o kişi hakkında sui-zan bırakmasıdır, günaha sebep olan işlamiş gibi olacağı için kısır döngüler meydana getirir yani kısacası konuşulan kişinin eti yenir, afiyet olsun
konuşulan kişinin bunu duyduğunda rahatsız olacağı bi durumdur, gıybette iftira yoktur, doğrular konuşulur, ama insanlar bile bile ama doğru söylüyorum yalanmı diye tepki verir.
en büyük zararlı etkisi o kişi hakkında sui-zan bırakmasıdır, günaha sebep olan işlamiş gibi olacağı için kısır döngüler meydana getirir yani kısacası konuşulan kişinin eti yenir, afiyet olsun
zamanımızda kaçınılması gereken ilahi kitaplar tarafından da engellenmesi konusunda sıkça vurgulanan konu.
günah olduğu bilindiği halde yapanlarının sayısında artış olan fena davranış.
sohbetin en tatlı hali.
