asansör kabini – dertli sözlük
akşamdan kalma kavgalar, geceden kalma uykusuzluklar ve geç kalkmanın verdiği rahatsızlıkla üstümü başımı giyindim. çocuk uyanmasın diye parmak uçlarımın üzerinde hareket ederek kapıya geldim ve yavaşça dışarı çıktım. bir yandan ayakkabımı giymeye çalışırken diğer yandan asansörün düğmesine bastım. asansör halihazırda yukarı çıkmaktadaydı ama olsun.

asansör yaklaştıkça bir çığlık sesinin yükseldiğini farkettim. o esnada bir kadının darp edildiğine dair içimde kuvvetli bir his uyandı. çünkü duyduğum çığlık sesi oldukça tiz bir sesti ve hiç aralıksız devam ediyordu. ayağa kalktım, ne olursa olsun mücadele etmeye kararlıydım. dayak yesem de önemli değildi. sonuçta bir kişiyi görmezden gelmenin verdiği vicdan azabıyla yaşayamazdım.

asansör tam bulunduğum kata geldiğinde çığlık sesi hala devam ediyordu. dişlerimi ve yumruklarımı sıktım. her ihtimali düşündüm. yaptığım eylem suç olmayacaktı. meşru müdafaadan yararlanacaktım.

kapı yavaşça açıldığında karşı komşum hasan abiyle "yalaaaaaaaaaan" diye bağırırken burun buruna geldik. adam meğer ulaşabildiği en tiz sesiyle semicenk'in canın sağ olsun şarkısını söylüyormuş.

hasan abinin bir saniye içerisine utanma, sıkılma ve mahcup olma duygularını nasıl sığdırdığını anlatamam. koşar adımlarla evinin önüne giderken "abim hayırlı sabahlar" diyebildi sadece.

yani demem o ki asansör kabininde şarkı söylerken dikkat edin. sabah sabah yapmayın böyle şeyler.

o değil de hasan abi utandı diye ben niye üzülüyorum onu da bilmem. keşke o esnada orada olmasaydım. şimdi ikide bir aklına gelip durduk yere utanıyordur. tüh :/