--- iktibas ---
arnavutköy amerikan kız kolejinde okudu, 1960 yılında mezun oldu. robert koleji i̇dari bilimleri bölümüne devam etti(1963-1965). 1963 yılından itibaren senaristlik yaptı. bu yıllarda kendisini marksist olarak tanımlıyordu. kemal tahir ile güçlü bir dostluk kurdu ve bu dostluğun onun üzerinden derin etkileri oldu. son kuşlar, ah güzel i̇stanbul, utanç ve gramafon avrat gibi filmlere imza attı. 1993 yılında sinemayla ilgili yeşilçam günlüğü adlı denemeleri yayınlandı. bu ana kadar başından üç evlilik geçti. i̇kinci evliliğini ünlü yönetmen atıf yılmazile yaptı.
1980'li yıllarda ağır bir psikolojik rahatsızlık geçirdi. doktorlar şifozren tehşisi koydu. on yıllık inziva dönemi sırasında sinema piyasasından tamamen çekildi. bu süreçte yanında 3. eşi olan bülent oran vardı. bu dönemden sonra, düşünsel anlamda kendisini değiştirdi, daha bilimsel/sezgici bir hayat sürmeye başladı. bu yeni yaşam tarzı, eserlerine de yansıdı. i̇bn arabi ve andrei tarkovsky üzerinde derin düşüncelere sahiptir.
islam'a ve islam tasavvufuna yönelmemi bütünüyle bir tek kaynağa hazreti şeyh-i ekber muhyiddin ibn arabi'ye borçlu olan biriyim.
..füsus okumaları sayesinde tam on sekiz yıl boyunca pençesinde kıvrandığım ağır bir sinir hastalığından bütünüyle kurtuldum.
yine bir sınav dönemiydi. üniversite kütüphanesinin daha çok radyo-sinema-televizyon bölümlerine ait olan kitapların bulunduğu salonda yer buldum. kitaplara göz gezdire gezdire çalışma masalarının olduğu yere doğru ilerledim. çalışma masasına iliştiğimde önümde bir kaç saat sonra sınavına gireceğim fonksiyonlar teorisi notları yerine ayşe şasa'nın röportajlarının bulunduğu teksir kağıdına basılmış, dışı eski, yeşili mat derleme kitap vardı.
tabi, kimse bana sınavda ayşe şasa röportajı sormadı. bolzano weierstrass teoremini ifade ve ispat ediniz sorusunun altına kitaptan yarım yamalak alıntıladığım sonu bulunmayan şunları yazmayı çok istedim de vazgeçtiydim.
'türkiye'de resmi ideoloji insanların kendi sahici tarihleri kendi sahici sosyal konumları ile bağ kurmalarını engelliyor. sosyal hafıza sürekli hadım edildiği için kollektif semboller, kollektif değerler ve bütün köklü arketipler insanlarımızın bilinçlerinden gerilere itiyor. bir başka kültürün, modern batının -üstelik ikinci üçüncü elden edinilmiş- normlarıyla hem kendimizi hem dünyamızı..' (*)
bu da böyle bir ayşe şasa anımdır. allah rahmet eylesin.
çeşitli isimler ayşe şasa ile ilgili hatıralarını paylaşmışlar, dünya bülteni'nden ağabey-dostumuz hamit kardaş da bunu derlemiş, yayınlamış.
buyrunuz:
(http://www.dunyabulteni.net/manset/301223/tanidiklarinin-gozunden-ayse-sasa)
mevlamız rahmetiyle muamele eylesin.
dünya gözüyle görüp, sohbet etmek istediğim, çektiği ızdırabı hikmete dönüşmüş nasipli bir hanımefendiydi.
bilhassa inançsız kitle tarafından nasıl ele alındığımı,hiç ama hiç hesaba katmamayı bu konuda tamamen kayıtsız olmayı başardığım için bu tipler üstünde bazı müsbet etkilerim de olabildiğini müşahede ediyorum .
2010 da evinde ziyaret etmeklik şerefine nail olduğum zarif müslüman hanım. telefonu an'ın canı i/di/miş. sergüzeşti çok hoştur. upuzun parmaklariyle hayata dokunmuşluğu var. derinlemesine. makamı âlî ola.