sivil toplum kuruluşu – dertli sözlük
bizdekiler devletle eklemlenmeye pek bir meraklı oluyor. pasta büyük neticede. hükümetin rengine göre devletle samimiyetleri artıyor yahut azalıyor.sivillik biraz da mecburiyetten.
kuruluş amaçları itibariyle hükümet dışı, kar amacı gütmeyen örgütler olmaları gerekse de
ülkemizdeki siyasi kutuplaşmalardan dolayı, siyasi figüranlar olarak yaşamaya devam eden kuruluşlardır.

ne yazık ki gazze konusunda da sınıfta kalmışlar ve oturdukları yerden halen daha kalkamamışlardır.

video
sabah akşam devlet için kesilen kellelerin havalarda uçtuğu trt dizileri boş yere çekilmiyor. bu sahnelerden birkaçına denk geldiğimde gerçekten dehşete kapıldım. bahsi geçen dizilerin alt metni tamamen devletin kutsallaştırılması üzerine dizayn ediliyor. haliyle adalet, merhamet, kul hakkı vs. ikincil plana atılıyor.

bu muhafazakar dizilerin en büyük "alıcı"larının da kim olduğu malum... kimsenin ne olduğunu bilmediği devletin âli menfaatleri denilince akan sular duruyor. her işinde keramet aranan sultan/bey/padişah/reis artık gerçeklik/hayal karışımı hatasız günahsız bir imam olup çıkıyor... dolayısıyla, halk/sivil toplum da talep eden konumundan çıkıp düzenin devamı için her şeyini feda eden bir pozisyonu rahatlıkla alabiliyor. bu da milliyetçi/muhafazakar dini argümanlarla kolay bir şekilde meşrulaştırılıyor. itiraz eden olursa vurun abalıya. vay seni hain/zındık/terörist/devlet düşmanı vs...

ne demiş büyükler:

istibdat, zulüm ve tahakkümdür. meşrutiyet, adalet ve şeriattır. padişah, peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse halifedir. biz de ona itaat edeceğiz. yoksa, peygambere tâbi olmayıp zulmedenler, padişah da olsalar haydutturlar