heinz ın dilemması – dertli sözlük
lawrence kohlberg'in ahlak gelişim aşamalarını belirlemek adına oluşturduğu hikayelerden biri.

heinz adında bir adam var. eşi ölümcül hastalığa yakalanmış, tek bir çare var onu iyileştirebilecek: yeni bulunan bir ilaç. ancak ilaç için $2000 isteniyor. heinz isteyebileceği herkesten borç para istiyor fakat sadece yarısını tedarik edebiliyor paranın. fiyatı düşürmelerini ya da kalanını daha sonra ödemesine müsaade etmelerini teklif ediyor, kabul etmiyorlar. heinz da son çare olarak ilacı çalıyor.

bu durumda heinz'ın yaptığı şey doğru mudur, yanlış mıdır diye soruluyor ve alınan cevaplara göre kişinin ahlak gelişim düzeyi konusunda yorum yapılıyor.
buna göre 3 farklı temel düzey söz konusu:
1. gelenek öncesi düzey: olay çocukların, "cezalandırılıyorsa kötüdür, ödüllendiriliyorsa iyidir" bakış açısına benzer bir durumda. yani hırsızlık yasaktır, cezalandırılır; bu nedenle heinz'ın yaptığı şey kötüdür, bunu yapmamalıydı.
2. geleneksel düzey: olaylarda toplumun genel kanısı en önemli etken diyebiliriz. "elalem ne der?" seviyesi gibi bu da. insanlar hırsızlığı doğru bulmaz, o yüzden heinz çalmamalıydı.
3. gelenek ötesi düzey: evrensel ahlak kuralları geçerlidir burada. en son olarak da evrensel ahlak kurallarıyla uyumlu insanın kendi vicdanının sesi etkili. insan yaşamı her şeyden önemlidir buna göre ve adamın para bulamamasından ötürü eşinin hayatını kaybetmesi hiç adil bir şey değildir. heinz suçsuzdur nitekim.

bu düzeylerin daha alt evrelerinden söz etmek de mümkün ama temel olarak bu gruplandırma mevcut diyebiliriz.



ilave:
hikaye için şöyle bir versiyon da mevcut:
"avrupa'da bir kadın az görülen kanser hastalığının bir türü nedeni ile ölmek üzeredir. aynı kentte bulunan bir eczacının keşfettiği radyumun bir formu olan ilaç onu kurtarabilecektir. eczacı, ilacın maliyetinin on kat fazlası olan 2000 dolar fiyat talep etmektedir. hasta kadının kocası heinz, tanıdığı herkesten borç alarak ancak 1000 dolar toplayabilir. heinz eczacıya, karısının ölmek üzere olduğunu söyleyerek, ondan ilacı ya daha ucuza vermesini, yada paranın yarısını daha sonra vermeyi önerir. fakat eczacı, bu ilacı ben buldum ve para kazanmak istiyorum der ve heinz'ın önerisini kabul etmez. bunun üzerine çaresi kalmayan heinz, bir gece eczaneye gizlice girerek ilacı çalar."

bu hikaye cevapları da değiştirir elbet.
çok basit sınıflamalarla çözümleme yapan hikaye.
öncelikle heinz'in çalıp çalmamasının etikliğini tartışalım.
sorularımız şunlar olsun:
1- ilacın piyasa fiyatı gerçekten ederi kadar mıdır? yoksa kâr amaçlı bir manipülasyon söz konusu mu?
2- kâr amaçlı bir manipülasyon söz konusu ise çalması doğru mu?
3- kâr amaçlı bir manipülasyon söz konusu değilse, yani ilacın fiyatı ederi kadarsa çalması doğru mu?

bu sorulara da cevap aranmalı. özellikle son iki soru bazı etik değerleri belirlemede kriter olabilir.

şimdi de üç tip sınıflamaya yeni bir sınıf daha ekleyelim:

"hakiki vicdanın vereceği adalet duygusu düzeyi"

zira bu düzey, gelenek ötesi düzeyin kapsamını aşıyor.