buhranlarımız – dertli sözlük
bu kitabı okuduktan sonra gerek düşünce dünyasında gerekse batının ne olduğuna dair algı hususunda, ve gerekse dinin nasıl anlaşılması gerektiği ve müslümanların içinde bulunduğu menfi durumdan kurtuluş noktasında bir arpa boyu yol alınmadığını anlarsınız.

günümüzde hararetli bir şekilde tartışılan ve fakat sanki çözümsüz gibi görünen meselelerin en mantıklı ve makul çözümlerinin zaten verilmiş olduğunu anlarsınız. üzülürsünüz tabi bir de. aradan bunca sene geçmiş, konuşulan konuların daha ileri götürülmesi gerekirdi dersiniz. ama değişmez bir gerçektir boş işlerle uğraşmamız.
said halim paşa'nın osmanlının batılılaşma meselesini çok güzel bir şekilde analiz ettiği kitap. tam adı "buhranlarımız ve son eserleri" olan bu kitap okunmalıdır.


--kitaptan alıntı--

bütün fenalıkların asıl sebebi bir tanedir. bu sebep, 'ecnebi kanun ve müesseseleri kabul ve ithal ettiğimiz takdirde yenilik ve terakkiye mazhar olacağımıza inanmak' hatasıdır. fikrimizce bütün fenalıkları doğuran, batı medeniyetini anlamadan taklit edişimizdir. cemiyetlerin tekamülü kanununa hakkıyla vakıf olmadığımız içindir ki, milletlerin kanun ve nizamlarını ve anayasalarını aynen alırsak, bütün işlerimizde ve idarede onlar kadar gelişmeye ulaşacağımıza inanıyoruz. ne yazık ki bizim aydınlarımızdan pek çoğu, bir milletin layık olduğu saadetin derecesini batıya olan benzerliği ile ölçüyorlar. batılı milletleri ne kadar çok taklit edersek o kadar mesut olacağımıza inanıyorlar. halbuki bizim bu şekilde garp milletlerini taklit etmemiz kendi şahsiyetimizden, mazimizden, adet ve inançlarımızdan ve adeta varlığımızdan sıyrılıp çıkmamızdan başka bir mana ifade etmez.
cemiyetlerin zaruri ihtiyaçlarını dikkate almayan kanunlar, bu ihtiyaçların baskısı ile şekil değiştirmeye mahkumdur. aydınlarımızı bu kadar büyük hatalara düşüren şey şudur; onlar memleketin siyasi vaziyetini istedikleri gibi değiştirmekle, içtimai durumunu da değiştirmeye muvaffak olabileceklerini zannettiler. siyasi müesseselerde olduğu gibi, içtimai faaliyetlerimizde de hayranlık marazına duçar olduk. iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini birbirine karıştıran ahlak anlayışımız garip bir sarsıntıya uğradı. bu yüzden biz, adab ve ahlakımıza, geleneklerimize ve pek selim, pek afif ve pek insaflı olan osmanlı şahsiyetimize karşı husumetimizi ilan ettik. osmanlılığın esaslarını zayıflatmak için şiddet kullanmaktan kendimizi alamaz hale geldik.

--kitaptan alıntı--