tanima bir haşiye: zamanımız türkiye sinde, her kitap okunuyor, tedkik ediliyor, tavsiye ediliyor, tefsir ediliyor, ne yazık ki kuran için aynısı yapılmıyor, yapılamıyor.. yapılamıyor çünkü daha kuranın dili hakkıyle okunmuyor, öğretilmiyor.. dili bilinmeyen kitabın anlama metodolojisinden bahsetmekte imkânsiz hale geliyor... terminolojisi dışlanmış, eskimiş kelimeler olarak bakılıyor.. kuran kelimelerini kullanmak tebliğin önünde engel görülüyor.. ne varki tıp hususunda latince kelimeler, bilgisayar hususunda ingilizce kelimeler kullanmak ihtisas emaresi olarak görülürken, kuranın dili olan arapca menseli ve çoğu turkcelesmis kelimeleri kullanmak abes, perde, kibir, bilmislik, tebliğe engel addediliyor.. bugün 350 binden fazla tefsiri olan kuranin en kısır tafsilat cağlarından birisi yaşanıyor, kitap okuma meclisleri kurulurken, kuran okuma ve tefsir çalıştayları kurulmuyor. birisinin tefsir etmesine yüzlercesinin istiraksiz ve pek az istifadeli bakışlarından başka ne haldeyiz..sirasiyla ve zikzaklı bir şekilde kuran dili, usuluddin, usulul kelam, usululhikmet, usululhadis gibi usul dersleri tahsil edilmeden tam netice ve hakiki kalıcı fayda mulahaza edemiyorum...bu yüzden alacalı bulacali, ne leylek ne saksagan olamamış kuslar gibi muslumanlar ortalikla kış vakti cikan sinekler gibi o kitaptan bu siteye o videodan bu habere sermest sermest dolasiyoruz..ne olur dolaylı yollarla değil, her kelime arasinda her satirda kurana atif ve tesvik yapılan bir metodolojiyi artık her çalışmada serlevha yapalım.