din, bireyselliğe indirgenmeden önce belli mekanlara ve belli zamanlara hapsedilir. ardından insanın tabii alanından, toplumsal hayattan sıyrıltıp iç dünyasına sıkıştırılır. sonuç olarak "bu allah'la benim aramda, bana göre bunda bir yanlış yok" gibi kanaat belirten söylemlerle herkesin adeta bir münevver, müellif oluşunu izliyoruz.