konya

eflatun makam ile üç yüz lülesinden sular akan çeşmesari semaya ser çekmiş iskenderi binalara benzeyen on iki burçlu suru gördüm. şah alaüddin'in makarrı olan konya, emn ü eman içinde idi. her tarafında akarsuları vardı. orada kaplan huylu türkler hükümrandı. üçyüz altmış zaviye, yetmiş hankah, yedi ulu camii, üçyüz mesvit bulunuyordu. bunların hepsinin önlerinde ab- zülal cereyan ediyordu.
åžair ünsi - selçuk åžehnamesi -

(bkz:üniversite öğrencileri tarafından talan edilen şehir)

gez dünyayı, gör konyayı.

(bkz:burası alaaddin değil miydi?)

dışarıdan çok mübarek şehir görülse de içi seni dışı beni yakar sözünü anımsatan,özellikle selçuk üniversitesinin nã¢mübarek ortamıyla mevlana hz.'lerinin mübarek ruhunun sızlatılması da pek iç yakan şehrimizdir kendisi..

mümkünse ziyaretinizi bir düğüne denk getirin.yemekten fırsat bulursanız bir ara nefes alıyorsunuz.çorbayla başlayan yemek ziyafeti,peşpeşe gelen kavurma pilavla devam ediyor.daha sonra tatlı arası.sonrasında tekrar çorba ve pilav.doyana kadar devam ediyor.gerçi biz istanbullu olmamız hasebiyle ilk seferde kesildik.konyalıların maşallahı var.tabakların biri iniyor biri kalkıyor.

tramva bindikten sonra yazık bu konyalılara dedirten şehir.

bir de; yinemi alaaddin tepesi? dedirten şehir.

tüm yolların alaaddin tepesine çıktığı şehir.gün içerisinde muhtemelen 5 kere önünden geçersiniz.

2 güzel dostumu bıraktığım ağlayarak ayrıldığım şehir.

dünyaya bir daha gelsem yine konya da yaşamak isterdim.