israil'e uygulanabilecek en önemli yaptırımlardan biri, uluslararası arenadaki desteğini silmeye çalışmaktır şu aşamada.sisteme göbekten bağlı devletlerin yapabileceği pek bir şey yok.
ortadoğunun şımarık çocuğunu terbiye edecek yaptırımlardır.
dünyayı sömüren ve neredeyse bütün savaşların, kanların müsebbibi olan israil konuşmaktan, müzakereden anlamaz o ancak erbakan hoca'nın dediği gibi güçten, savaştan anlar. kimse savaştan yana değil ama adamların dini bu. onlar bu kanlı yollarından dönmezler.
gelecek senen aç kalmamıza neden olacak, yani yiyecek ekmek bile bulmamızın imkansız olacağı yaptırımlardır. neden mi? ne sanayi, ne silah anlaşmaları söz konusu edilen. sadece tarımın hali.
tohumculuk sektöründe hububat tohumlarının 'ini israil'den ithal ediyoruz. yerli sermaye diyebileceğimiz köy bakkalı tarzında iki fabrikamız var sadece. biri antalya'da diğeri mersin'de. sizin anlayacağınız. ekim-kasım aylarında buğday tohumu almaz isek iarail'den ekecek buğdayımız yok. mısır ve arpa tohumuda yok.
1995 yılına kadar bizler kaldırılan mahsülü üçe ayırırdık. birini yiyecek olarak eve. ikincisini tohumluk üzere tarlaya. üçüncü ise satılırdı. ve fakat bu tarihte ziraat odalarından alınan buğday tohumunu üçe ayırmamız bir işe yaramadı. çünkü israil tohumu tarlaya ekildiğinde çıkan mahsül tohum olarak kullanılamıyor. evet her zaman mahsulü tohum olarak kullanan çiftçiler bu tarihten itibaren mahsulün bir kısmını tohumluk olarak ayıramadılar. yeniden tohum almak zorunda kaldılar. ve bu sadece buğday için değil geçerli değildi.
misal biber, patlıcan ve domatesin her sene bir kısmı biderlik olarak bırakılırdı. ama ne zamanki israil tohumu kullanıldı. biderlik bırakılamadı. çünkü biberin içerisinde tohum yok. evet o beyaz biber tohumu oluşmuyordu. ki bu domates ve patlıcanda da geçerlidir.
bunlar tarım sektöründeki gelişmelerden benim bizzat yaşadıklarım. gelelim kısa değinilerle diğer sektörlere.
1- internet ve bilgisayara dayalı herşey bu şirketlere destek vermektir.
2- 2005 yılında gerçekleşen petrol ürünlerindeki dünya genelinde yaşanan net kã¢r (vurgula: 2 trilyon dolar). bu paranın türkçesi var mı? veya petrol ürünleri kullanmayan bir ülke.
3- elektirk lambalarının tamamı general elektrik'e ait. israil'e karşı iseniz lamba kullanmamakla başlayabilirsiniz.
tüm bunlara rağmen çözüm var mı? evet var. nitekim allah'tan ümidini kafir olanlar dışında kimse kesmez.
tohumculuk sektöründe hububat tohumlarının 'ini israil'den ithal ediyoruz. yerli sermaye diyebileceğimiz köy bakkalı tarzında iki fabrikamız var sadece. biri antalya'da diğeri mersin'de. sizin anlayacağınız. ekim-kasım aylarında buğday tohumu almaz isek iarail'den ekecek buğdayımız yok. mısır ve arpa tohumuda yok.
1995 yılına kadar bizler kaldırılan mahsülü üçe ayırırdık. birini yiyecek olarak eve. ikincisini tohumluk üzere tarlaya. üçüncü ise satılırdı. ve fakat bu tarihte ziraat odalarından alınan buğday tohumunu üçe ayırmamız bir işe yaramadı. çünkü israil tohumu tarlaya ekildiğinde çıkan mahsül tohum olarak kullanılamıyor. evet her zaman mahsulü tohum olarak kullanan çiftçiler bu tarihten itibaren mahsulün bir kısmını tohumluk olarak ayıramadılar. yeniden tohum almak zorunda kaldılar. ve bu sadece buğday için değil geçerli değildi.
misal biber, patlıcan ve domatesin her sene bir kısmı biderlik olarak bırakılırdı. ama ne zamanki israil tohumu kullanıldı. biderlik bırakılamadı. çünkü biberin içerisinde tohum yok. evet o beyaz biber tohumu oluşmuyordu. ki bu domates ve patlıcanda da geçerlidir.
bunlar tarım sektöründeki gelişmelerden benim bizzat yaşadıklarım. gelelim kısa değinilerle diğer sektörlere.
1- internet ve bilgisayara dayalı herşey bu şirketlere destek vermektir.
2- 2005 yılında gerçekleşen petrol ürünlerindeki dünya genelinde yaşanan net kã¢r (vurgula: 2 trilyon dolar). bu paranın türkçesi var mı? veya petrol ürünleri kullanmayan bir ülke.
3- elektirk lambalarının tamamı general elektrik'e ait. israil'e karşı iseniz lamba kullanmamakla başlayabilirsiniz.
tüm bunlara rağmen çözüm var mı? evet var. nitekim allah'tan ümidini kafir olanlar dışında kimse kesmez.