ihlas – dertli sözlük
her amelin gayatul gayatı budur. namazdan gaye de budur, sünnetten gaye de budur. rüku dan maksad budur, şavttan, tavaftan maksat budur. bu maksad girmişse artık illete ihtiyaç yoktur.

ihlas, yapılan şeyin ancak rabbin rızası ve emri olduğu için yapılmasıdır. her ibadetin hiçbir neticesi olmasa bile, hiçbir hikmeti olmasa bile, ihlas yeterli ve kafi bir netice ve hikmettir.
demek en büyük fayda ve hikmet dahi ihlastan ali değildir.
hem demek bütün maksadlar ve hikmetler birleşse ihlastan aziz değildir.
hem demek birşeyin yapılması için ihlas aranması zaruridir.
hem demek ihlas olmazsa en büyük zannedilen amel zayi ve zail olmuştur.
hem demek ihlas ile alem ayakta kalır, ne ilim ve hatta ne ibadet, ihlas olmazsa necat vermez, hebaen gitmiştir.
hem demek ihlas bir sırr-ı azim-i ubudiyettir.
hem demek ihlas ile islam olur, ihlassız islam olmak ancak bir aldanmacadan ibaret, suri bir riyakarlıktır.
hem demek ihlas ile bir zerre amel, batmanlarla ihlassız olandan üstündür.
hem demek o sebeple ihlaslı ama az amel eden insanlar çok büyük alimleri geçerek velayete ve makam-ı muhabbete erişmişler. bazı bir büyük alim, bir müzezzin kadar itibar görmemiş.
hem demek ihlas şudur denilmez, şundadır da denilmez, ''inşaallah şunun ile ihlasa erişirsin'' denilir.
''helekel âlemun illel âmilûn, helekel âmilûn illel âlimûn, helekel âlimûn illel muhlisin. el muhlisîne alâ hatarin azîm.'' sırrınca medar-ı halas ve necat sadece ve sadece ihlas iledir.

o zaman ''allahümmecalna min ibadikel muhlisinel muhlasin'' daim demeli.