emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker ve tebliğ faaliyetlerine verilen uyduruk isim. islam'ın hiç kimsenin dava anlayışına ihtiyacı yok. islam'ı dava olarak görmek, onun bir hayat nizamı olduğu gerçeğini örten bir olgudur. zira davalar, ideolojik savunma mekanizmalarının işleyiş şeklini anlatan söylemlerdir.
emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker yapmak da, tebliğ yapmak da islam'ı temsil etme yeteneği gerektirir. temsil etme yeteneğiniz yok ise yapacağınız bu tip faaliyetler, insanların islam'dan soğumasına sebep olur. kaba saba bir üslup ile yapacağınız emr-i bil maruf ve nehyi anil münker ve tebliğ çalışmaları sadece kaba saba bir bağırış ve çağırıştan ibarettir. bugün islam dünyası bunun acı örnekleriyle doludur. dinde hikmet kavramı'nı ve maslahatı önceleyerek, güzel bir üslup çerçevesinde yapılacak faaliyetler bir değer ifade eder. hz. musa (a.s) firavun'un karşısına çıkacağı zaman allah-ü teala hz. musa (a.s)'a güzel bir üslupla hitap etmesini emretti. bu durum müslümanların insanlara nasıl hitap etmesi gerektiğinin açık ispatıdır. rasulullah (sav) eğer etrafındakilere güzel bir üslup kullanmasaydı etrafındakiler dağılır giderdi. bunu allah kur'an-ı kerim'de anlatır.
hasıl-ı kelam islam'ın bu kaba saba üsluba ihtiyacı yok. tam tersi islam bizden güzel bir üslup istiyor. islam davası diyerek ideoloji haline getirilen bir din, tabi ki kaba saba bir üslupla temsil edilir. halbuki islam, bir ideoloji değil. bir hayat nizamıdır. dolayısıyla islam'a hizmet ediyorum diyerek, allah'ın dinine zarar vermek söz konusu. aslında verilen zarar, islam'a zarar verenin kendine verdiği zarardan daha azdır. zira islam'ı hakkıyla temsil edenler bu verilen zararı düzeltir. ama zarar veren bunun vebalinden nasıl kurtulur, orasını allah bilir. zira nice hidayetlere, nice tevbelere böyle insanlar engel olmuşlardır.
emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker yapmak da, tebliğ yapmak da islam'ı temsil etme yeteneği gerektirir. temsil etme yeteneğiniz yok ise yapacağınız bu tip faaliyetler, insanların islam'dan soğumasına sebep olur. kaba saba bir üslup ile yapacağınız emr-i bil maruf ve nehyi anil münker ve tebliğ çalışmaları sadece kaba saba bir bağırış ve çağırıştan ibarettir. bugün islam dünyası bunun acı örnekleriyle doludur. dinde hikmet kavramı'nı ve maslahatı önceleyerek, güzel bir üslup çerçevesinde yapılacak faaliyetler bir değer ifade eder. hz. musa (a.s) firavun'un karşısına çıkacağı zaman allah-ü teala hz. musa (a.s)'a güzel bir üslupla hitap etmesini emretti. bu durum müslümanların insanlara nasıl hitap etmesi gerektiğinin açık ispatıdır. rasulullah (sav) eğer etrafındakilere güzel bir üslup kullanmasaydı etrafındakiler dağılır giderdi. bunu allah kur'an-ı kerim'de anlatır.
hasıl-ı kelam islam'ın bu kaba saba üsluba ihtiyacı yok. tam tersi islam bizden güzel bir üslup istiyor. islam davası diyerek ideoloji haline getirilen bir din, tabi ki kaba saba bir üslupla temsil edilir. halbuki islam, bir ideoloji değil. bir hayat nizamıdır. dolayısıyla islam'a hizmet ediyorum diyerek, allah'ın dinine zarar vermek söz konusu. aslında verilen zarar, islam'a zarar verenin kendine verdiği zarardan daha azdır. zira islam'ı hakkıyla temsil edenler bu verilen zararı düzeltir. ama zarar veren bunun vebalinden nasıl kurtulur, orasını allah bilir. zira nice hidayetlere, nice tevbelere böyle insanlar engel olmuşlardır.