kendini kandırmak – dertli sözlük
kitlesel misalleri de çoktur.

mesela bir zamanın müslüman-türk vaizi şuna inanmıştır: kadınlar açılıyor, fitne ve ahlaksızlık yayılıyor.

bu inanış uzun sürmüştür. timurtaş hoca rahimehullah gibi hocalarımızla zirveye çıkmıştır.

halbuki yanlış bir inanıştır. kadının tesettürsüzleşmesi namussuz erkeklerin eseridir. halbuki bu vaiz hocalar kürsülerden "ey bacım, ey islam kızı, ey müslüman kız" diyerek nida etmişlerdir.

ey hocam. bu kızlar kadınlar duvarın deliğinden çıkmadılar. tesettürü aşılamak kendilerine vacip olan erkeklerin (babalar, abiler, kardeşler) riyasetinden çıktılar. hanenin reisi belliydi toplumda, en azından anadolu müslümanında belliydi. peki bu tesettürsüzleşebilen kadınlar hangi namusu olan kadın ve kızları, ziynetini sergilemesinden rahatsız olmayan, yahut bu hususta canhıraşane çalışmayan namussuz erkeklerin terbiyesinde büyüdüler?

yetim doğmayan her kadın ve kız bir erkeğin terbiyesinde büyür bu ülkede. bu erkekler mümin müslümandırlar. bunların terbiyesinde büyüyen kadın ve kızlar tesettürsüzlüğe düçar olmuşlardır. bunlar hamur gibi katıksız ve munis-tabi olarak bizim riyasetimize verildiler. şimdi bunlarda çıkan arızalar bizimdir.

yanındaki mahremine, namahrem gözler dik dik bakarken çarşı pazar fing atan kansız domuzlara "eey namussuz, eey domuz" diye vaaz vermek yerine... onların elinde diri diri toprağa gömülen kız çocuklarına "ey bacım..." demenin ne anlamı vardı.