günümüzde bir kağıt parçası, bir düğün masrafı kadar basite indirgenmiştir. ahiret endişesi kadar büyük endişeler geri plana itilmiş; araçlar amaçların yerini, amaçlar da araçların yerini almıştır. kavramların içi boşaltılmış yeni anlamlar yüklenmiştir. bu böyle devam ederse sınav stresi yüzünden ölenleri, düşük not aldığı için intihar edenleri kısacası neyin ne olduğunu anlayamadan can veren gençleri çok duyacağız.
gelip gelmeyeceğini bilmediğimiz bir gelecek endişesi gereksizdir.
sadece 60, 70 yıllık bir endişedir taşıdığımız.daha ilerisini pek düşünmeyiz. işimize gelmez.
insanın fıtratında böyle bir endişe vardır ve insan böyle endişeye oldukça meyillidir.bu meyilde şüphesiz dünya sevgisinden gelmekte. nasıl mı?şöyle ki; gelecek diye ifade ettiğimiz şey aslında arzularımızın ta kendisidir.yoksa "gelmeyecek" derdik.gelecek dediğimiz şey olmasını istediğimiz şeylerden ibarettir aksi endişedir.i̇yi bir eş, iyi ev, araba, sağlıklı çocuk endişesi bizi her zaman tedirgin eder.gelecek sanki elimizin altında ve olacakları biliyor gibi endişe ederiz...oysa bu endişe gereksizdir.gelecek yalnızca alemlerin rabbi olan allah'ın tekelindedir.dilerse sağa çevirir dilerse sola çevirir.bu endişeyi bize veren de odur.bu endişeyle bizi sınayan da yalnız odur.hani böyle bir derdimiz var ki allah kitabında böyle bir endişeden de bahsetmiş ve bize "kim allah’tan sakınırsa, allah o kimseye bir çıkış yolu ihsan eder ve onu, hiç hesabedemediği bir yerden rızıklandırır. kim allah’a tevekkül ederse. o, ona yeter. “11) diye dayanak da vermiş. hem unutmamak lazımdır ki i̇nnallâhe huver rezzâku zul kuvvetil metîn.(2)vel hasıl bu şeytanın oyunur.. neuzu billah..1.talak : 2 – 32.zari̇yat-58.
