karadenizli olmak – dertli sözlük
farklı bir açıdan bakarsak karadenizli olmak iç anadolulu olamamaktır, konyalı değilsindir mesela - etlekmek yin mi ? sorusunu soramaz, -annah len arabaşına da acıyı dolduragoymuşlar, hamuru da yallı yullu bişiy olmuş zaten, eleştirisini yapamamaktır
trabzonlu değilse problem yoktur trabzonluysa problem çoktur.çok iyi trabzonlu arkadaşlarım var ama hiçbiri trabzonluları sevdiremedi. ben en çok rizeliyi sonra da gümüşhanelileri severim. not:samsunda yaşayan konyalı.
rusyanın sıcak denizlere inme politikasının sirayet ettiğini düşündüğüm bölgenin insanı olmak. böyle açık açık söyleyince biraz şey oluyor ama dert değil mi zaten mevzumuz.
olmamak kısmından bakınca hiç de cazip gelmeyen bölgesel faşistliğimin zirve yaptığı mensubiyet.
karadenizli samimi idi.hırçın dalgaların tesiri ile cesaretli yetişen uşaklar, sırtlarını dayadığı dağlara meydan okurdu.ninelerimiz bayırlarda uzun vakit tırpanla ot keser fındiğuni çayuni toplardi.toprak kokan hanımlar,ahşap evler ve yağmur kokusu eksik olmazdı burunlarda.şimdilerde pek hissedilmiyor bunlar.trabzonlu olmakla iftihar ederim zira buradan nice ali şükrü'ler yetişmiştir.oflu hocalar kök söktürmüştür.şallı bacılarımız vardır bizum.uşağum ben daa..
fındık,pancar ikilisi ile yaşayan grup olmaktır. pancar çorbası herkesin bildiği tattığı bir şey değildir ama eski topakların ise sabah, öğle, akşam yemekten sıkılmayacağı yemektir. karalahana(pancar) sarması da öyle. hele ki mısır unu ile yapılanı da vazgeçilmezlerindendir. mısır ekmeğinin o pancar çorbasına doğranarak yenmesi yok mu? her şeyleri ile şaşırtıcı insanlardır. karadenizli olmak güzel bir şey demekten gurur duyarım mesela. tabi bu her kürdün her memleketlinin, memleketinin güzel olduğunu söylemekten gurur duyabileceği bir şeydir aynı zamanda.
karadeniz bölgesi sınırları içerisindeki herhangi bir şehirden olmakla mümkün olmayan şeydir. misalen, "aranızda karadenizli var mı?" sorusuna verilen tereddütlü bir "kastamonu var ama..." cevabı sonrası, "orası karadenizden sayılmaz; yok mu trabzon, rize...?" şeklinde yanıt verilen bir diyaloğa şahit olunmuştur. kastamonu'yu tereddütlü söyleme sebebi de "karadenizli"den anladığımız şeyin "doğu karadenizli" olması durumunu fark etmeden benimsemiş olmamız galiba.