teoride çoğunluğun faydasını gütmeye, çoğunluğa hitab etmeye dair işleri yeğlemektir.
ne var ki kitleleri etkileyen şeyler çoğu zaman basit, samimi, ammice olmasından elitleri rahatsız etmiştir ve sürekli popülizmi kötülemişlerdir. çünkü elitler önce avama "kalın orada, bu iş bizim işimiz" diyerek terakki yolunda üretim değil sadece taklit ve tüketim hakkı vermişler, sonra da kitleleri sürükleyen bir fikri görünce, sırf kendilerinden çıkmadı diye tenkir etmişlerdir, "popüler işte, koyunların ne yaptığını bilmeksizin bir çoban ıslığıyla bir yöne yönelmeleri gibi" algı oluşturmuşlardır.
maalesef insanlık tarihinin bir yerlerinde, bir ara "ilim yalnızca alim işidir, alim anlasın, halka anlatmak zorunda değil, halk otursun faydalarını yesin, taklid veya tatbik etsin yeter" şeklinde bir tutum hemen doğu batı bütün alimleri zehirledi.
efendim popüler olan isterse heva, heves, arzu, nefis, aşırılıktan gelen haz gibi "menfi" saiklerle popüler olsun. bu ayıp popülasyonun değil, sözde avama himmet ve hizmet edecek alimlerin ayıbıdır. çünkü hakikat hevaya da, hevesede, nefse de, doyumsuzca telezzüz edilecek hazlara da hoş gelir ve onları da doyurur. ancak çoğu sözde ehlihakikat, hakikatı tam keşfedememiş; ölü, ölgün, sakin, ciddi, belli zümreye mahsus, avamın ancak tırtıklayarak lezzetlenebileceği bir şekil ile ortaya koyuyorlar.
meşru daire keyfe kafidir. keyif etmek isteyenler, nameşruyu popüler yaptılarsa bu alimlerin ayıbıdır. dolayısıyla hakkıyla popüler olanlara menfi bakılmaz. aşırılık, his, heva ve nefisle popüler olanların ise ilk cezası ehliilme ve ehlihakikata kesilmelidir.
ne var ki kitleleri etkileyen şeyler çoğu zaman basit, samimi, ammice olmasından elitleri rahatsız etmiştir ve sürekli popülizmi kötülemişlerdir. çünkü elitler önce avama "kalın orada, bu iş bizim işimiz" diyerek terakki yolunda üretim değil sadece taklit ve tüketim hakkı vermişler, sonra da kitleleri sürükleyen bir fikri görünce, sırf kendilerinden çıkmadı diye tenkir etmişlerdir, "popüler işte, koyunların ne yaptığını bilmeksizin bir çoban ıslığıyla bir yöne yönelmeleri gibi" algı oluşturmuşlardır.
maalesef insanlık tarihinin bir yerlerinde, bir ara "ilim yalnızca alim işidir, alim anlasın, halka anlatmak zorunda değil, halk otursun faydalarını yesin, taklid veya tatbik etsin yeter" şeklinde bir tutum hemen doğu batı bütün alimleri zehirledi.
efendim popüler olan isterse heva, heves, arzu, nefis, aşırılıktan gelen haz gibi "menfi" saiklerle popüler olsun. bu ayıp popülasyonun değil, sözde avama himmet ve hizmet edecek alimlerin ayıbıdır. çünkü hakikat hevaya da, hevesede, nefse de, doyumsuzca telezzüz edilecek hazlara da hoş gelir ve onları da doyurur. ancak çoğu sözde ehlihakikat, hakikatı tam keşfedememiş; ölü, ölgün, sakin, ciddi, belli zümreye mahsus, avamın ancak tırtıklayarak lezzetlenebileceği bir şekil ile ortaya koyuyorlar.
meşru daire keyfe kafidir. keyif etmek isteyenler, nameşruyu popüler yaptılarsa bu alimlerin ayıbıdır. dolayısıyla hakkıyla popüler olanlara menfi bakılmaz. aşırılık, his, heva ve nefisle popüler olanların ise ilk cezası ehliilme ve ehlihakikata kesilmelidir.