dertli sözlük’e girip tanım yazmadan çıkmak – dertli sözlük
suç değildir. insan yazma gücünü, ilhamını, şevkini her zaman kendinde bulamıyor. sırf yazmak için bir şeyler yazarsa da saçmalama tehlikesi göz kırpar. geçmiş tanımları okumak, kaliteli yazarları keşfetmek de güzel bir eylem.mesela ben zerre'yi hiç fark etmemiştim. onu okuyorum. sonra fikirbabası var. onun da entry dilini çok orijinal buluyorum. tabii onlar şimdi buradan çok uzaktalar. :) mevcut yazarlardan da okuduklarım var ama kendimizi durduk yere ifşa etmeyelim. belki benim tanımlarımı da okuyanlar vardır.
ben okumaya geliyorum kardeşim suç mu? diye cevap verilir. burası daktilo masası yahut matbaa-ı şahane değil ki tek mesele yazmak olsun. yazdıkların okunmaması kadar acı ne var.
sözlük sadece yazma amacı görmez, tabi ilk istenilen nitelikli tanımlar girilmesi ama okumakta bunun en güzel parçasıdır. genel atmosferi, usulü ve üslubu anlamaya, kendi cümlelerimizi ona göre törpülemeye ya da zaten öyleyse rahat hissetmeye yardımcı olur. ayrıca bazı yazarlar için sözlükte olması ama tanım girmemesi hiçbir şey yapmadığı anlamına gelmiyor. yanlış açılan başlıkları, tanım içinde yapılan hataları düzeltiyor olabilir. (*) (*)
anlamsız hareket, kusura bakılmasın.sözlük zaten çöl gibi, bazı en temel kavram ve kelimeler bile başlık olarak açılmamış durumda. bir yazar bu çölde geziniyorsa sevdiğini, burayla bir bağı olduğunu tahmin edebiliriz. yani birkaç kavram, birkaç güncel veya yorum içerikli meseleyle ilgili iki satır bir şey karalamıyorsa -ki iki üç dakikalık bir mesaidir toplamda- ne yapıyor bu yazar? burada ne işi var? sen kimsin de bunu soruyorsun denebilir, ben de sen kimsin diye sorarım ona o zaman. (*)sözlükte takılan her yazar 5 tane tanım giriverse şuradaki canlılığı hayal et. et bence, atla deve de değil yani söylediğim şey...
bu aralar çok sık yaptığım bir şey.ya keyfiniz olmuyor, ya müsait değilsiniz ya da başka bir amaç ile girmiş ve çıkmışsınızdır. haliyle girmiş ama tanım girmemiş olursunuz.