ukde: siyah fesli sinirli adamdin kardeşinin gıyabında yapılan dua.
cuma günü es saat-ül i̇cabe'de edilen dua.
reddedilen dua var mı ? sorusunu aklıma getiren başlık
reddedilmeyen dua da nedir ? haşa kul bir dua edecek allah ta o duayı kabul etmek zorunda olacak.bu nasıl birşey allah sübhan değilmidir ? bir şeyi yapmaya zorunlu olmak noksanlık değilmidir. malumat sahibi olan bu acizi sustursun.
allah'a zorunluluk atfedilmiyor haşa onun zorunluluğu yoktur. ama allah mümin suresi 60.ayette derki "rabbiniz buyurdu ki: “bana dua edin, (isteyin) size karşılık ver(ip duanızı kabul ed)eyim. çünkü bana ibadet/kulluk etmeye karşı kibirlenip (buna) tenezzül etmeyenler, aşağılıklar olarak cehenneme gireceklerdir." ve bakara suresi 186.ayette " (resûlüm!) kullarım sana beni soracak olurlarsa (bilsinler ki) ben, şüphesiz onlara çok yakınım. (i̇sterse gönlünden geçirsin.) bana dua edenin duâsına icâbet eder (kabul eder)im. o halde onlar da benim davetimi kabul ed(ip bana itaat et)sinler ve bana iman(da sebat) etsinler. tâ ki bu sayede doğru yola (kurtuluşa) ulaşmış olsunlar" buyurmuştur. bu ayetler ışığında allah'ın duaya icabet edeceğini biliyoruz.
ayet umumidir her duaya cevap var buyuruyor.
yeye nin bahsettiği şey buna bakıyor..yani ayete göre her duaya cevap yok muydu? evet her duaya cevap var..fakat cevap vermek ayrıdır kabul etmek ayrıdır..younuzzadenin eleştirisi de buna bakıyor..her duayı kabul etmek zorunda mı demiş oluyor aslında..
reddedilmek demek eğer dergah-ı ilahiye ulaşmayan manasında ise öyle bir dua yok evet..her dua dergah-ı ilahiyeye ulaşır ve her duaya cevap verilir..ammaaa bir husus var ki cevap vermek ayrıdır kabul etmek ayrıdır. şöyle bir misal var: hasta bir çocuk bağırır, ya hekim bana bak..hekim buyur der ne istersin..böylece cevap vermiş olur..çocuk der şu ilacı bana ver..doktor bakar..eğer o ilaç hastalığına iyi geliyorsa verir, muzırsa vermez veya daha güzel bir ilaç verir..
işte dua da böyledir..ayet umumidir her duaya cevap var..ama kabul etmek hikmetine tabiidir..hikmeti ne iktiza ederse ona göre ya aynıyla kabul eder, ya etmez, ya daha güzel bir surette kabul eder. sen bir erkek evlad istersin o hazreti meryem (ra) gibi bir kız evladı verir. demezsin duam kabul olmadı. belki bilirsin ki daha güzel bir surette kabul olundu..hem sen bu alemde bir köşk istersin..bilmezsin o köşk ayağımı kaydırır..cenab-ı hak seni bilir sana cennette bir köşk verir..sen katiyyen bilmelisin ki her işinde bir hayr vardır, hakimdir abes iş yapmaz, neylerse güzel eyler..
evet kul duasını halisen livechillah yapmalı..yani yalnız ve yalnız allah rızası için yapmalı.
sual: amma dünyevi maksudlarımızı kimden isteyeceğiz? onları gaye yaparak istemeyecek miyiz?
cevap: dünyevi ve uhrevi bütün maksudumuzun matlubumuzun mercii cenab-ı haktır celle şanühü. ondan başka olamaz. fakat dünyevi gayeler istenirken maksad-ı hakiki yani birinci maksad ve gaye olmaması lazımdır. mesela sen bir evlad istersin, bunu elbette cenab-ı haktan istersin fakat onda rıza-ı ilahiyi lağvedip kaçıracak bütün manileri def etmeli ve birinci maksad olarak "ya rab ben bu evladı hiss-i nefsanimi tatmin ve ihya için değil, birinci gayem zad-ı ahiretimi ve sana müteveccih gayelerimi ihya için istiyorum, nefsimin isteklerini gaye bilmekten sana sığınırım " demeli..
demek dünyevi maksadlar duaya bir teşvikçidir, duaya oturduktan sonra cenab-ı hakkın huzurunda olunduğunu, herşeyin bu huzura gelmek için bir bahane olduğunu anlamalı, onun rızasını kırmayacak ve onun hoşnutluğuna vasıl edecek şekilde o dünyevi maksudları talep etmek gerektir.
evet dua bir ubudiyettir, ibadettir. ibadetin ruhu ihlastır, ihlas ise yapılan ibadetin yalnız ve yalnız allah rızası için yapılmasıdır. başka gayeler ile bu ihlas kırılırsa duadan hasıl olacak bütün netaic ve matlubat hebaen zail olur gider.
yeye nin bahsettiği şey buna bakıyor..yani ayete göre her duaya cevap yok muydu? evet her duaya cevap var..fakat cevap vermek ayrıdır kabul etmek ayrıdır..younuzzadenin eleştirisi de buna bakıyor..her duayı kabul etmek zorunda mı demiş oluyor aslında..
reddedilmek demek eğer dergah-ı ilahiye ulaşmayan manasında ise öyle bir dua yok evet..her dua dergah-ı ilahiyeye ulaşır ve her duaya cevap verilir..ammaaa bir husus var ki cevap vermek ayrıdır kabul etmek ayrıdır. şöyle bir misal var: hasta bir çocuk bağırır, ya hekim bana bak..hekim buyur der ne istersin..böylece cevap vermiş olur..çocuk der şu ilacı bana ver..doktor bakar..eğer o ilaç hastalığına iyi geliyorsa verir, muzırsa vermez veya daha güzel bir ilaç verir..
işte dua da böyledir..ayet umumidir her duaya cevap var..ama kabul etmek hikmetine tabiidir..hikmeti ne iktiza ederse ona göre ya aynıyla kabul eder, ya etmez, ya daha güzel bir surette kabul eder. sen bir erkek evlad istersin o hazreti meryem (ra) gibi bir kız evladı verir. demezsin duam kabul olmadı. belki bilirsin ki daha güzel bir surette kabul olundu..hem sen bu alemde bir köşk istersin..bilmezsin o köşk ayağımı kaydırır..cenab-ı hak seni bilir sana cennette bir köşk verir..sen katiyyen bilmelisin ki her işinde bir hayr vardır, hakimdir abes iş yapmaz, neylerse güzel eyler..
evet kul duasını halisen livechillah yapmalı..yani yalnız ve yalnız allah rızası için yapmalı.
sual: amma dünyevi maksudlarımızı kimden isteyeceğiz? onları gaye yaparak istemeyecek miyiz?
cevap: dünyevi ve uhrevi bütün maksudumuzun matlubumuzun mercii cenab-ı haktır celle şanühü. ondan başka olamaz. fakat dünyevi gayeler istenirken maksad-ı hakiki yani birinci maksad ve gaye olmaması lazımdır. mesela sen bir evlad istersin, bunu elbette cenab-ı haktan istersin fakat onda rıza-ı ilahiyi lağvedip kaçıracak bütün manileri def etmeli ve birinci maksad olarak "ya rab ben bu evladı hiss-i nefsanimi tatmin ve ihya için değil, birinci gayem zad-ı ahiretimi ve sana müteveccih gayelerimi ihya için istiyorum, nefsimin isteklerini gaye bilmekten sana sığınırım " demeli..
demek dünyevi maksadlar duaya bir teşvikçidir, duaya oturduktan sonra cenab-ı hakkın huzurunda olunduğunu, herşeyin bu huzura gelmek için bir bahane olduğunu anlamalı, onun rızasını kırmayacak ve onun hoşnutluğuna vasıl edecek şekilde o dünyevi maksudları talep etmek gerektir.
evet dua bir ubudiyettir, ibadettir. ibadetin ruhu ihlastır, ihlas ise yapılan ibadetin yalnız ve yalnız allah rızası için yapılmasıdır. başka gayeler ile bu ihlas kırılırsa duadan hasıl olacak bütün netaic ve matlubat hebaen zail olur gider.
6. entry nin altına imzamı atmakla birlikte ben de naçizane şunları söyleyebilirim.- kişi rabb'inden dünyaya dair her şeyi isteyebilir. dikkat buyurun her şey diyorum.- kişi dua ederken hayırlısını dilemeli elbette ama hayırlı olanı kolaylıkla dilemeli. yani hayırlısı olur ama o hayırlısı olurken öyle şeylerle mücadele edersiniz ki feleğiniz şaşar. o yüzden şöyle denebilir. " allah'ım hayırlısını kolaylıkla ver"- reddedilmeyen dua içinde şu hadisi paylaşabilirim:peygamber efendimiz (allahü teâlâya günah işlemeyen dil ile dua edin) buyurdu. böyle bir dilin nasıl bulunacağı sual edilince (birbirinize dua edin! çünkü ne sen onun ne de o senin dilinle günah işlemiştir) buyurdu. [tergibüs-salât]
