burası dertli sözlük, bir tür fildişi kulesi, yazarlar kuleye yalnız çıkarlar yazmaları gerekeni yazarlar ve kule nöbetini bir sonraki yazara devredip huzurla ekranları kapatırlar.
çoğunlukla yaşadığım durum. hatta iddia ediyorum bu duyguyu benim kadar uzun süre yaşayan yoktur şu son zamanlarda.yalnız kalabildiğimiz çok az yer var, kıymetini bilmek lazım.
korktuğum bir şey sözlük. sanki her an dertli dolaptan eski yazarların hayaletleri fırlayacak gibi. veya içerde kimse olmamasına rağmen mesaj kutumda bir bildirim görecekmişim gibi. her yerin ışıkları yanıyor. parmaklarım klavyede çevremi kontrol ediyorum.
korkumla yüzleşip; dertli dolaba bir bakıp emin olunca ışıkları kapatıp, profilimi son bir kez kontrol edip bende gidiyorum. allah rahatlık versin sözlükçüm. allah'a emanet ol. pıt pıt pıt... (parmak uçlarında aeo kapısından sessizce çıkma sesleri)
korkumla yüzleşip; dertli dolaba bir bakıp emin olunca ışıkları kapatıp, profilimi son bir kez kontrol edip bende gidiyorum. allah rahatlık versin sözlükçüm. allah'a emanet ol. pıt pıt pıt... (parmak uçlarında aeo kapısından sessizce çıkma sesleri)
sözlük ve ben adlı kitap yazdırabilir.
bu konuda en dertli olan yazar formulacının açtığı bir başlık olarak düşünüyorum. sabahladığım gecelerde başıma gelen bir olay. mesela dün akşam da ben yalnız idim. sona doğru bir kaç yazar katıldı. :)
haziruna bakıp kendinden başka kimsenin olmadığını gördüğünde hissettiğin şeydir.. tıpkı şuan yaşadığım gibi
dertli olmak dertli olabildiğine şükretmek.. dertsiz olup hayata geliş gayesini düşünmeden salt mutlu olmaya çalışmaktansa dertlere ağlayıp, hüzünlenip dünyanın hakikatini idrak edebilmek ve durmadan yazmak ...
bunalım halinin tavan yaptığı bir hengamda dertli sözlüğe girip bir şeyler yazmak ve ruhen rahatlamak... seni mutlu eden bir şeylerin de var olduğunu bilmek ve hamd etmek.. iyi ki varmış demek...
çıkıldığı takdirde, dertli sözlüğün pek de dertli olmayacağı haldir.
bazen o kadar yalnız olursun ki arkadaki rüzgarın uğultusunu duyarsın.(tamam abarttım)