hakikaten çok şey söylemek istediğinizin göstergesidir. çünkü söyleyecek çok şeyi olunca insan nereden başlayacağını bilemez ya da hepsini söyleyeyim derken lafı çorba eder. tıpkı çok şey yapmak isteyip hiçbir şey yapamayan insanlar gibi.
acı konuşur.
i̇çinizde birikenlerin karşı tarafa hiçbir şey ifade etmeyeceğini anlayınca yapılan eylemdir. vazgeçiştir bir yerde.
herkeste olmayan bir yetenektir. hem söylenecek şeyleri söylemeyip içinde biriktirmek hem de fırsatı bulunca da bu birikenleri bir daha köşede bırakıp söylememek... büyük yetenek doğrusu zira bazı yerde söylediğin gerçekten değer görmüyor boşuna nefes tüketmemek lazım boşa harcayacak vakit varmış gibi... bir de çok şey söylemek isteyip hepsini söyleyeyim derken hiçbir şey söylememiş sadece ardarda kelimeleri dizmiş olan insanlar vardır ama onlara uygun bir tanım bulamıyorum
ne söylersen söyle nasıl söylersen söyle karşındaki kişinin aklına daha da önemlisi kalbine ulaşmayacağını bildiğin anlarda olan durum.
bazen çok sevilen, ciddiye alınan, ağırlığı olan büyükler karşısında yaşanır. aslında söyleyecekleriniz ya o kişinin zaten bildiği şeylerden olur ya da vakit zayiatı türündendir. ama insan yine de kendini en çok o insanlara karşı ifade etmek ister. burada söyleyememekten ziyade söylememek, daha doğrusu fazla konuşmamak doğru olandır.
dertlidir.ama bu hal zamanla geçer...buda bir merhaledir.
muhatabı olmayınca insan sükutu tercih eder..
büyümektir. i̇nsan büyüdükçe insanlara söyleyecek çok şeyi birikir ama karşısındaki insanların da onu kolay kolay alamayacağını anlamış hale gelir ve bir şey söylemez yani çoğu şeyi zamana bırakır.
sen ne kadar biliyorsan bil anlattığın karşı tarafın anladığı kadardır sözünü akla getiren durum. bazen çok konuşmaya bazen boş konuşmaya bazen de ne dediğini kendinin bile anlayamaması durumlarına iten insanlık halidir. susmak sükûnettir. boş ver... fani insan için kendini yormasan da baki olan allah içindekileri biliyor ya o yeter.
