kadınlarin biraz da ellerinin hamuruyla insanlık tarihini azıcık karıştırmalari gerek. yoksa soylu isyanlar, tutsaklıklar, direnişler vs. olayı tarihi bağlamından bağımsız hale getiren hamasi ifadeler olarak kalıyor. en basitinden herkes şunu akıl edebilir ki insanlık tarihinde güç ve iktidar kavgaları kahir ekseriyetle erkekler arasında olmuş doğal olarak da savaşlarda ölen, esir alınan, işkence edilen hep erkekler olmuştur. kadınlara yönelik sistematik şiddet orta çağda avrupada vuku bulan bir hadisedir burada da uğursuz olduğuna inanıldığı için öldürülen yüz bin kadar kadın var. bunun haricinde bahsedilen zulüm esaret işkence vs. insanlık tarihi boyunca erkekler arasında vuku bulmuştur. fakat kadınlar kendilerine düşünce tarihinde son yüzyıldan itibaren yer bulmaya başladıklarından bu boşluğu mağdur edebiyatı ile doldurmaya çalışıyor galiba. bunun da köklerin feminizde bulmak mümkün. feminizm kadının toplum içindeki dezavantajlı konumundan erkekleri sorumlu tutarken kadına da çok fazla misyon yüklüyor. bu da feminizmi daha radikalleştirip kadını topluma ifrat derecesinde entegre ediyor. neticede elimizde, kadınlarin erkeklerle eşit olması gerektiği tezinden yola çıkıp sonra radikalleserek kadın egemen toplum hayalleri kuran, aile mefhumunu yıkarak toplumu parçalamaya çalışan ve en sonunda da kendini halı reklamlarında ticari meta olarak bulan bir kadın hareketi kalıyor.
edit1: yazılanların kuran ve sünnetin inşa ettiği tarih anlayışına zıt olduğu söyleniyor. ben şunu anlayamıyorum. binlerce yıllık insanlık tarihi var ve kadınlar bu tarihin içinde kendilerine çeşitli sebeplerden ötürü çok geç yer bulabilmişler. ama modern çağın kadınları her nedense bu tarihi inkar ediyor. tamam kendi cinsinizi savunuyorsunuz ama bu kadınların tarihte silik bir rol oynadığı gerçeğini değiştirmez. ayrıca ben sadece savaşlar üzerinden olaya yaklaştım. asr-ı saadet dönemi savaşlarında da güç ve iktidar mücadeleleri yine erkekler arasında gerçekleşmiştir. bu anlayışın da kuran ve sünnete aykırı olduğunu düşünmüyorum.
edit2: yine tarihi erkeklerin yazdığı dolayısıyla bu insanlık tarihine güvenilemeyeceği iddia ediliyor. tarihi erkeklerin yazdığını kabul edip, güç ve iktidar mücadelelerinin erkekler arasında olduğunu kabul etmemek ilginç. ben şahsen kendi tarihini dahi yazamayan kadınların güç ve iktidar mücadelesinde faal bir özne olamayacağı kanaatindeyim.
edit3: umarım bu tarih yazımındaki "eril tahakküm"den memnun olmayan kadınlar hadislerin de ekseriyetle erkek sahabeler tarafından rivayet edildiği gerçeğinden rahatsız olmaz.
edit4: islam tarihi için konuşursak şunu da yukarıdakilere ek olarak ilave edebiliriz: islam tarihindeki karşı taraf ile olan güç mücadeleleri nerdeyse tamamıyla erkekler arasında vuku bulmuştur. bununla da kalmayıp islam tarihi de erkekler tarafından yazılmıştır. daha sonraki dönemde islam ümmetinin içinden çıkan deha seviyesindeki tarihçi, muhaddis, fakih, müceddid "erkek" zatlar da fıkıh, hadis, tefsir gibi islami ilimlerin esas temelini oluşturmuştur. evet, her şey açık ve net. bu olayların böyle gerçekleşmesi, kadının dinimizdeki değerini değiştirmez. günümüz kadınlarının da bunlar böyle olmamıştır, kadınlar da tarihi süreç içerisinde önemli yer almıştır demeleri gereksiz bir özgüvenden başka bir şey değildir. gerçeklerden rahatsız olmanın bir manası yok.
edit1: yazılanların kuran ve sünnetin inşa ettiği tarih anlayışına zıt olduğu söyleniyor. ben şunu anlayamıyorum. binlerce yıllık insanlık tarihi var ve kadınlar bu tarihin içinde kendilerine çeşitli sebeplerden ötürü çok geç yer bulabilmişler. ama modern çağın kadınları her nedense bu tarihi inkar ediyor. tamam kendi cinsinizi savunuyorsunuz ama bu kadınların tarihte silik bir rol oynadığı gerçeğini değiştirmez. ayrıca ben sadece savaşlar üzerinden olaya yaklaştım. asr-ı saadet dönemi savaşlarında da güç ve iktidar mücadeleleri yine erkekler arasında gerçekleşmiştir. bu anlayışın da kuran ve sünnete aykırı olduğunu düşünmüyorum.
edit2: yine tarihi erkeklerin yazdığı dolayısıyla bu insanlık tarihine güvenilemeyeceği iddia ediliyor. tarihi erkeklerin yazdığını kabul edip, güç ve iktidar mücadelelerinin erkekler arasında olduğunu kabul etmemek ilginç. ben şahsen kendi tarihini dahi yazamayan kadınların güç ve iktidar mücadelesinde faal bir özne olamayacağı kanaatindeyim.
edit3: umarım bu tarih yazımındaki "eril tahakküm"den memnun olmayan kadınlar hadislerin de ekseriyetle erkek sahabeler tarafından rivayet edildiği gerçeğinden rahatsız olmaz.
edit4: islam tarihi için konuşursak şunu da yukarıdakilere ek olarak ilave edebiliriz: islam tarihindeki karşı taraf ile olan güç mücadeleleri nerdeyse tamamıyla erkekler arasında vuku bulmuştur. bununla da kalmayıp islam tarihi de erkekler tarafından yazılmıştır. daha sonraki dönemde islam ümmetinin içinden çıkan deha seviyesindeki tarihçi, muhaddis, fakih, müceddid "erkek" zatlar da fıkıh, hadis, tefsir gibi islami ilimlerin esas temelini oluşturmuştur. evet, her şey açık ve net. bu olayların böyle gerçekleşmesi, kadının dinimizdeki değerini değiştirmez. günümüz kadınlarının da bunlar böyle olmamıştır, kadınlar da tarihi süreç içerisinde önemli yer almıştır demeleri gereksiz bir özgüvenden başka bir şey değildir. gerçeklerden rahatsız olmanın bir manası yok.