türkiye'de yaklaşık 10 yıl geçer iki darbe arasında. döngü bu şekilde.
okuduğımda, vayy be dediğim,özel hayatını bu kadar aşikar etmesine şaşakaldığım iskender pala biyografisi.
iskender palanın pek bilmediğimiz asker kimliğiyele 15 yılın hikayesini askeriyenin içerisinden okumamızı sağladığı muhteşem kitap.(*)
yazarın edebiyatçı olmasının kitabın üslubuna katkısının azımsanmayacak derecede etkili olduğu kitap.. anı kitabıdır ne kadar etkileyici bir dili olabilir ki deyip geçilmemeli..
bu zamana kadar divan edebiyatını sevdiren kitaplarıyla tanırdık iskender pala'yı.. ki şahsım adına konuşmak gerekirse kendisine yakıştıracağım son meslek olan üniformalı ve daima ciddi çehreli askerliği yaptığını bilmiyordum..
kitapta askeriyede edebiyat öğretmenliğiyle başlayan askerlik kariyerini, 15 yıl sürmesi gereken mecburi hizmetini anlatıyor ve bu dönemde yaşadığı tüm zorlukları..
bir insanın elinden geldiğince çabalamasına rağmen nasıl karalandığını, nelere katlanmak zorunda bırakıldığının yanı sıra 28 şubat'a yaklaşırken askerin kendi içinde yaptığı hataları eleştirel bir bakış açısıyla anlatmış yazar..
iskender pala'nın kitapta kullandığı dil de son derece samimidir.. neler yaşadığını anlatırken, eleştirisini yaparken, duygularını kaleme alırken edebiyatçı olmanın verdiği avantajı da çok iyi kullanmış..
velhasıl kelam dönemin askeriyesini anlamak, nasıl işlediğini, nerelerde hata yaptığını, neleri sevmediğini, kimleri düşman bellediğini, 28 şubat sürecine nasıl hazırlandığını öğrenmek için iskender pala'nın gözünden anlatılmış bu kitabın okunması şarttır..
bu zamana kadar divan edebiyatını sevdiren kitaplarıyla tanırdık iskender pala'yı.. ki şahsım adına konuşmak gerekirse kendisine yakıştıracağım son meslek olan üniformalı ve daima ciddi çehreli askerliği yaptığını bilmiyordum..
kitapta askeriyede edebiyat öğretmenliğiyle başlayan askerlik kariyerini, 15 yıl sürmesi gereken mecburi hizmetini anlatıyor ve bu dönemde yaşadığı tüm zorlukları..
bir insanın elinden geldiğince çabalamasına rağmen nasıl karalandığını, nelere katlanmak zorunda bırakıldığının yanı sıra 28 şubat'a yaklaşırken askerin kendi içinde yaptığı hataları eleştirel bir bakış açısıyla anlatmış yazar..
iskender pala'nın kitapta kullandığı dil de son derece samimidir.. neler yaşadığını anlatırken, eleştirisini yaparken, duygularını kaleme alırken edebiyatçı olmanın verdiği avantajı da çok iyi kullanmış..
velhasıl kelam dönemin askeriyesini anlamak, nasıl işlediğini, nerelerde hata yaptığını, neleri sevmediğini, kimleri düşman bellediğini, 28 şubat sürecine nasıl hazırlandığını öğrenmek için iskender pala'nın gözünden anlatılmış bu kitabın okunması şarttır..
iskender pala'nın son kitabıdır. 7 yıllık bir çalışmanın ürünüdür. 12 eylül askeri darbesi ile 28 şubat postmodern darbe arasında yaşadıklarını ve bu 2 darbenin hayatındaki etkilerini, yaş kararları mağduriyetini, askeriyenin bilinen, bilinmeyen bir çok yönünü kitabında anlatmaktadır. ayrıca eserin bütününde iskender pala'nın yaşadıklarını tahayyül ettiğinizde kadere rıza göstermek nasıl olurmuş ibretle göreceksiniz. kitabın tüm gelirini yaş mağdurları adına kurulan bir derneğe bağışlamıştır.