recep tayyip erdoğan – dertli sözlük
komplo teorisyenliğinden ve bu işi yapanlardan pek hazzetmem, ama bir kerecik deneyeyim.

adam 1 sene önce kürt meselesi (hakan fidan'ın pkk ile görüşmesi) hakkında ''iktidarı kaybetmek pahasına da olsa bu işi çözeceğiz'' dedi.
1 senedir başına gelmeyen kalmadı.

köşeme çekilmiş, kendilerini seyrediyorum.
memleketin gidişatı konusunda da, nedense, son derece rahatım. bir de dua ediyorum.
hayatımda hiç bu denli desteklemediğim,şu vakitte her müslüman'ın desteklemesi gereken lider.

allah yardımcısı olsun.
zamanla iktidar olmanın kendisinde hayli görme sorunu yaşattığı aşikar. kibir ve gurur dönüşümleri yoğun miktarda mevcut. bu son yol suzluk iddiaları ve buna verilen cevaplar zayıf ve şaibe uyandırıcı.
cemaatin de ondan geri kalır yanı pek yok. müslümana saman altından su yürütmek yakışmaz. tavırlar ve açıklamalar net olmalı. yine de gönlüm ister ki bu durum bir an önce düzelsin, teşkilatı temize çıkarılsın, arındırılsın ve yoluna devam etsin. çünkü bu vakitlerde ona alternatif bir lider pek çıkmayacak gibi görünüyor.
tüm bu yapay gündem ve sarsıntılara enine boyuna düşünerek karar verilip yazılmış bir metnin altına ben de imzamı atarak kendilerine desteğimi iletmek isterim.
bu hazırlanan metin izdiham dergisinin destek metnidir. bilenler iyi bilir ki bu dergi bu günlere kadar iktidar ve cemaate karşı seviyesini korumuş ve gerektiği yerlerde ölçüsünü koruyarak ağır eleştirilerde bulunmuştur.
metin aşağıda mevcuttur. dediğim gibi ancak açıklamam aşağıdaki gibi olursa destekçisiyim.

öncelikle kaynak : (http://www.izdiham.com/makale/neler-oluyor-biz-neredeyiz/5198)

ve sitenin webden silinmnesi ihtimaline karşı tam metin:

" tayyip erdoğan'ın yanındayız!



yaklaşık bir yıldır gizli çekişmelerin ve pazarlıkların ve kirli oyunların üssü haline getirilmeye çalışan ülkemiz, hepimizin ülkesi türkiye zor günler geçiriyor.

17 aralık 2013'te sabah gözümüzü açtığımızda yolsuzluk operasyonu hepimizin bir başka uyanmasına sebep olmuştu. çünkü bu olaylar her zaman olmaz ve kötü görüntülerdi. çünkü ülkemizi, kurumlarımızı, torağımızı emanet ettiğimiz yönetenlerin, yönetenlerin çocuklarının yolsuzluk, rüşvet soruşturması epey canımızı sıktı.

peki i̇zdiham olarak biz neredeyiz?

altı yıldan fazla bir zamandan beri sadece şiire hizmet eden i̇zdiham defalarca siyasetteki kötü, çirkin ve merhametsiz sahnelere tavır aldı. takip edenler bilir. hiç kimse sesini çıkaramazken yıllar önce "eşkıyayı doğuran ana değil mi?" deyip bu ülkenin herkes kadar bireyleri olan kürt annelerinin de bir duygusunun, analık duygularının ne kadar ulvi olduğunu yazdık. bir çok ateşli konuya el atan da i̇zdiham oldu. milyonlar bizi takip etmiyor ama allah görüyor hepimizi. doğruları kırmadan ve incitmeden söylemek zorundayız. bazen de bağırarak.

defalarca ak parti'yi eleştirdik. bizim eleştirmemiz bir hasımlık, bir nefret içermiyordu. i̇stedik ki içinde sevdiğimiz bir çok insanın bulunduğu ak parti'ye leke gelmesin, milletin emanetini güzel kullansınlar, ona sahip çıksınlar; kendilerine güvenenleri mahçup etmesinler.

mesela erdoğan bayraktar, edirne'de kanserli kızcağıza hakaret ederken "bu bakanı görevden alın" diye yazdık; bu ülkede kimler zengin diye bir metin kaleme alıp parti teşkilatlarındaki yapılanmaların kirlenmesinden bahsettik. peki ne oldu? ak partili tanıdıklarımız, dostlarımız, arkadaşlarımız eleştirdiler ve yanlış yaptığımızı söylediler. hayır, biz yanlış yapmıyorduk. biz sadece bu ülkenin sanatla uğraşan ve hiç bir menfaate, belediyeye, devlet kurumlarına bulaşmayan insanları olarak içimizden geleni söylüyorduk. ve biliyor musunuz ki i̇zdiham olarak yapmak istemediğimiz ama yapanları da asla eleştirmediğimiz şu harekette bulunduk. dergimizi kültür bakanlığı'na bile gönderip almalarını talep etmedik. düşündüğümüz anda da zaten eve gelince unutmuştuk çoktan.

adana valisi makam aracından gavat derken biz karşı çıktık. dedik ki vali görevden alınmalı. hiç bir vali millete gavat diyemez. dediyse de kendini ankara merkezde, emekli valilerin yanında bulur. bulmalı da.

ve daha bir çok eleştirdiğimiz, kendi lisanımızla yol gösterdiğimiz konu oldu.

ve geldik 17 aralık operasyonu'na.

biz bu olayları bir operasyon olarak görmekteyiz. ve i̇zdiham olarak bu olaya şu şekilde bakıyoruz.

birincisi; olayların niyeti, ikincisi ise olayların içeriği.

biz bu operasyonun niyetini çok kirli buluyor ve tamamen bu ülkenin seçilmiş, son on bir yılda çok büyük hizmetler yaptığına inandığımız başbakan tayyip erdoğan'a karşı yapıldığını düşünüyoruz. amaç tamamen başbakanımızın devrilmesi yönünde ki bunu asla kabul etmiyoruz, elimizden geldiğince de karşısında olacağız.

olayın içeriğindeki yolsuzluk görüntüleri, rüşvetler ve adı anılan ne varsa da yapanları allah'a ve adalete havale ediyoruz. hiç kimsenin cebinde çay parası bile olmayan bir çok insanın kuruşunun harcanmasına da gönlümüz asla razı değil, olmayacaktır da. makamlar hizmet içindir, rant elde etme yerleri değildir.

bu hadiselerin bir hayra vesile olacağını ve iktidar kanadının bir temizliğe gideceğine inanıyoruz. tayyip erdoğan ve hükümetinin bu tür olaylara asla göz yumacağını sanmıyoruz, sanmak da istemiyoruz.

tehlike dışardan.

ve i̇zdiham olarakbu tehlikeyi gördüğümüzü söylüyoruz.

tehlike geçene kadar da i̇zdiham'ın tayyip erdoğan'ın yanında olduğunu, desteklediğini ifade ediyoruz.

sonra mı? bizim bir duvar dibimiz var üsküdar'da.

oturup şiir okumaya devam edeceğiz.

ama şimdi ülkemizin başbakanının, tayyip erdoğan'ın yanında ve hizasında olacağız.

son söz: taraf olarak gözüken iki dindar kesimin birbirine hiç hoş olmayan hakaretleri, üsluplarına da karşıyız. ne olursa olsun hakaret etmek, küfür etmek insana, sana, bana, ona yakışmıyor. hatta dindar insanların dindar olmayanlara hakaret etmelerine de karşıyız. biz birilerine düşman olacaksak, bizimle gurur duymalılar. düşmanlığımız karşımızdakine bir gurur vesilesi olmalı.

demeliler ki evet o benim düşmanım ama onurlu ve asla alçak değil! "

i̇zdi̇ham
böyle zamanlarda bütün hatalarına-zaaflarına rağmen (ki hatasından çok zaafı var. hatası da bu zaaflarından) yanında olmak gerektiğine inanıyorum.
çünkü adam cidden yalnız ve işi zor.

iktidara mesafeli olmak iyidir ama normal zamanlarda.
bütün kötülere inat hala kendisini çok sevdiğim liderdir. inşallah doğru yolda olduğu sürece allah önünü açık eder. allah basiretini artırsın. (*)
içerisindeki pislikleri temizleyeceğine güvendiğim lider. eğer bu süreç olması gerektiği şekliyle atlatılırsa allah'ın izniyle bu millet her zamanki gibi yine sahip çıkacaktır.
memleketin zor günlerinde aziz nesin'in konuk olduğu bir televizyon programına telefonla i̇stanbul büyükşehir belediye başkanı sıfatı ile bağlanarak gayet basit bir üslupla şeriatçı olduğunu söylemekten çekinmeyen, siyasette olduğu ilk günden beri savunduğu konularda dik duruş sergileyen, kolay kolay geri vites yapmayan son zamanların en iyi siyasetçisidir.
bazı forum sitelerinde ''talut'' ilan edilmiştir. ilan edenin yazdıkları çok ilginç buyurun.

(http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?p=3205602#3205602)
(i: türkiye'de tek adam ve bu durumun değişme olasılığı insan aklıyla düşünülünce oldukça düşük. bunun benim görüşüme göre etkileri:)

- ciddi manada zeki birisi. ortamı çok iyi okuyor ve üslubunu ortama göre ayarlamasını çok iyi biliyor.
- küçüklüğünden itibaren doğduğu ve yaşadığı ortamların tamamı sanki "lider bir siyasetçi nasıl çıkar" sorusuna cevap niteliğinde. [kasımpaşalı olup bu halkın kodlarıyla büyümesi, beyoğlu belediye başkanı adaylığı ve kaybı, bayrampaşadan milletvekili olma adaylığı ve kaybı, istanbul büyükşehir başkanlığı ... ... ...]
- hiçbir alternatifi yok.
- duası kabul olacak tüm kesimlerin duasını alıyor ve bu da ilahi yardımla sonuçlanıyor. [anneler, babalar, mazlumlar... ] ((i: yapılan onca komploya rağmen bırakın komploların başarılı olmasını, kendisini güçlendirmesinin başka bir izahı olamaz bence))


(i: bu özelliklerinin yanı sıra...)
- zaman geçtikçe ciddi bir siyasetçi kibrinin kendisini sarmaladığı kanısındayım.
- yaşadıkları en yanındakiler dahil olmak üzere insanlara güvenini azaltmış olduğundan olsa gerek, istişare edeceği kimseler son derece az ve bu da aldığı kararlarda bazen yanlışların çıkmasını sağlıyor. her insan hata yapabilir evet; ama oluşan siyasetçi kibri geri adım atmasını engelliyor.
- yapılan hatalarda zulüm gören insanlar bazen çok ciddi "mazlum" konumunda oluyorlar. (bkz:uludere)(*) ve bu hatalardan geri adım atılmaması aldıkları olumlu duaların yanında olumsuzları da eklemekte.
- kendi seçmeni ve seçmeni olma potansiyeli dışındaki kesim hariç hiç kimse umrunda değil. (*) bu umursamazlık böyle giderse ileride başına daha büyük belalar açacaktır.
- büyüdüğü ve yetiştiği ortam bu halkın kodlarına göre siyaset yapmasını sağlıyor evet; ama y nesli diye tabir edilen nesli anlaması bu gidişatla mümkün değil. eğer bir anlama çabası içine girmezse gelecekte yine olumsuz bir ortam bizi bekler diye düşünüyorum.

son tahlilde... türkiye için şuan alternatifi olmayan açık ara tek adamdır kendisi. adam akıllı bir muhalefet veya bir kaza bela meydana gelmezse bu gidişat böyle devam de eder.
başbakan burada siyaseti bırakıp balkanlara gitse seçimleri rahatlıkla kazanır kanımca.zira orada sivrilen pek lider olmadığından erdoğan çok rağbet görüyor.