recep tayyip erdoğan – dertli sözlük
recep tayyip erdoğan sevgisi diye bir şey vardır ve bu gerçektir.iyi iş yapan insanlar takdir edilir ve sevilir .hatta düşmanları bile onu takdir eder.yapabilecekleri hakkında tahminler yürütüp önlemler alırlar. yani bir müslüman millet için gerçek bir müslüman liderdir. ve arkasında dik duranlar vardır.aliya izzet begoviç'in radyo konuşmaları nasıl boşnak halkı, o savaşın içinde motive ediyorsa; recep tayyip erdoğan'ın konuşmaları müslümanlarda aynı etkiyi yapmaktadır.dolayısıyla o bir kısık sesti allah için konuştu,allah'ta onu başarıya ulaştırdı.
edit:lütfen yok rte'yi putlaştırıyorsunuz,yok her şeyi ondan bekliyorsunuz ya da fişinizi ona takıp yaşıyorsunuz gibi yorumlar yapmayınız.neyi kastettiğim açıktır.artı olaraktan onu zaten yeterince melun,zalim,diktatör,katil ve tağut ilan eden var.
bir kitapta hakkında şöyle bir şeyler anlatılıyor;

------ iktibas ------

çatışmalar 1980 yılında doruğa vardı. ardı arkasına arkadaşlarının öldürülmesi üzerine i̇slamcı gençlerin protestosu da arttı. verilen şehitler için büyük cenaze merasimleri yapılıyor, cinayetler tel’in ediliyordu. aynı yılın nisan ayında, birbirini izleyen günlerde dört islamcı genç öldürüldü. bunlardan necip kural’ın cenaze töreni yapılmış, çoğu fatih’teki yurtlarda kalan öğrenciler unkapanı’ndan fatih’e doğru yürüyüşe geçmişlerdi. liderliklerini tayyip erdoğan’ın yaptığı ve aralarında mehmet metiner, edip yüksel, ömer yorulmaz, yılmaz yalçıner’in de bulunduğu yaklaşık 400 genç, polis ve jandarmanın müdahalesine çok ilginç bir eylemle cevap verdiler. ellerinde bulunan gazeteleri, paltoları, ceketleri asfalta sererek namaz kılmaya başlayan gençlerin eylemini polis ve jandarma şaşkınlıkla izledi. daha sonra gençlerin hepsi gözaltına alındı. gençlerden kimi davutpaşa kışlası’na, bazıları da çeşitli karakollara götürüldü.

olayı “her gün bir islamcı genci şehit edenler imanlı gençlerin sabrını taşırmak üzeredirler! islam düşmanları ateşle oynuyorlar” başlığıyla kapak yapan haftalık sebil gazetesi, recep tayyip erdoğan’ın küçük resminin altına şu notu düşmeyi ihmal etmeyecekti: “şehitlerin defin merasiminde zorla ihdas edilen hadiseler sebebiyle gözaltına alınıp, sonra örfi idare mahkemesi’nce serbest bırakılan msp gençlik kolları başkanı ve islamcı gençliğin gerçek liderlerinden tayyip erdoğan.

------ iktibas -----
05.02.1996 tarihli akit gazetesi'nde yazan "cumhurbaşkanının, imamhatipli olacağı günler yakındır." temennisinin ete kemiğe bürünmüş hâlibir nevi (bkz:kabul olunmuş dua)i̇natla değil, inancımızla seviyoruz.
türkiye'nin neden başkanlık sistemine geçtiğini merak edenler vakti varsa, youtube'da açıp eski meclis oturumlarını izleyebilir. sayın erdoğan bütün nezaketi ve efendiliğiyle yeri geldiğinde yaptıklarının, icraatlerinin hesabını vermek için kürsüye çıktı. hiçbir zaman da efendiliğini bozmadı. ama kritik tartışmaların olduğu hiçbir meclis toplantısında erdoğan'ın kendisini ifade etmesine müsamaha gösterilmedi, sürekli muhalefet sıraları belden aşağı konu dışı ithamlarda bulundular ve devleti yöneten başbakanın kürsü hakkını engellemeye çalıştılar. türkiye'de neden demokrasi ve tartışma kültürü gelişmedi buradan rahatlıkla anlaşılabilir. türk siyaset tarihinde erdoğan'ın kazandığı popülariteyi herhangi bir solcu lider de kazansaydı o da en kötü ihtimalle latin amerika tarzı meclisin egale edildiği bir başkanlık sistemine geçmeyi düşünürdü. boşuna kimse demokrasi naraları atmasın. şimdi solcular meclisi tepe tepe kullansın bakalım. ne de olsa burası devlete meydan okunacak yer değildir hahahahaha.
yaşlandı. artık siyaseti bırakıp milletimizin takdir ettiği kıymeti muhafaza ederek, vaktini yaşına uygun mesailde harcaması gerektiğini düşünüyorum. onsuz olmaz gibi saçma sapan hurafelerden uzaklaşıp adamcığazı rahat bırakın. ülkeye dinamik heyecanlı aksiyon dolu bir hareket lazım. göbek büyüten mücahitleri, haiz olduğu makam sebebiyle kendini üstün gören şöhretperestleri, çenelerinin bağları düşmüş gazeteci müsveddelerini, çevresinden uzaklaştıramayacak hale gelmiş ; iş yapan iş üreten kitleden kendini küstürmüş. çokça dedikodulara konu olmuş bu hareketin ilerlemesi artık bu şekilde pek mümkün gözükmüyor.
i̇şimiz hizmet, gücümüz millet diyen i̇slam davasının en öndeki neferidir. tüm insanlığa nasıl çalışılması gerektiğini göstermiştir. başörtüsü sorununu çözen kişidir. dünya 5’ten büyüktür diyen liderdir. aynı zamanda türkiye türkiye’den büyüktür de diyerek gönül coğrafyalarımızdan yardımını esirgemeyen gönül adamıdır. annelerin duasıdır. mücadelesinde kararlı olan, dik duran tek liderdir. türkiye’yi 18 yılda her alanda kalkındırmış, geliştirmiş, yükseltmiştir. dış politikada , ulaşımda, eğitimde, sağlıkta, tarımda, enerjide, teknolojide. her alanda en güzel işlere imza atılmasını sağlamıştır. kara yollarını kaç katına çıkarmış, demir yolları yaptırmış, hızlı trenle bizi tanıştırmış, hava limanlarının sayısını kat ve kat artırmıştır. eğitime en fazla payı ayırarak, öğrenci başına düşen öğretmen sayısını artırmış, ders kitaplarını ücretsiz dağıtmış, yeni yeni beş yıldızlı otel konforunda yüzme havuzu bile olan okullar yaptırmıştır. sınıflara akıllı tahtalar getirerek eğitime çağ atlatmış, eba gov tr yi kurarak eğitimde online dershane kalitesinde öğrenimin yolunu açmıştır. her ile üniversiteler açarak çocuğunu büyük şehirlere göndermeye parası yetmeyen halkının yanında olmuştur. kütüphaneler, millet kıraathaneleri, millet bahçeleri açmıştır. mazlumların duası olmuştur. tüm dünya’ya en fazla yardım yapan ülkeler arasında türkiye birincidir. ti̇ka ayrıcalığı ile mazlumun yanındadır. kişi başına düşen milli gelirimiz 3.500 dolar iken onun zamanında 11 bin dolar olmuştur. imf’ye borcumuzu sıfırlamıştır. çiftçiye her bakımdan tarım desteği vermiş, pek çok üründe ihracat birincisi olmamızın önünü açmıştır. hayvancılığı da aynı şekilde desteklemiştir. i̇smek gibi meslek edindirme kursları açarak insanların iş bulmasını kolaylaştırmıştır. yazılım okulları açarak gençlerin kodlama öğrenmesini sağlamıştır.yerli sihalar yazılımı, işçiliği her şeyiyle bize ait erdoğan zamanında üretilmiştir. kadınların, çocukların, yaşlıların, gençlerin, annelerin, babaların herkesin refahını düşünerek adımlar atmıştır. onun gibi lider bu dünya’da az bulunur. i̇yi ki başkan erdoğan zamanlarında yaşıyorum. türkiye cennet vatan.
https://twitter.com/rterdogan/status/1281589428469760000/photo/1

attığı bu imza ile türkiye cumhuriyeti devleti'nin ikinci kurucusu olmuştur. kendinden önceki hiçbir politikacı bu imzayı atmaya cesaret edemezdi. erdoğan'ın kuşağı 70'lerden beri hep bugünün hayalini kurdular, belki o günlerde camiye çevrilmesi için toplumsal destek daha fazlaydı bile denebilir. erdoğan sistemle mücadele etti, başörtüsü dahil birçok mesele için siyasi kariyerini, 15 temmuz'da da kendi hayatını feda etmeye hazır olduğunu gösterdi, sayısız bedeller ödedi. bu gururu en çok erdoğan hak ediyor, tarihi bir gün. hamaset yapmak istemem ama analar ne evlatlar doğuruyor maşallah :) allah ebeden razı olsun
sayesinde ne müslümanın müslümanlığı ne kafirin kafirliği kaldı. herkes dünya menfaati karşısında münafıklaştı. ayasofya'nın açılıp açılmamasının insanların itikadı üzerine doğrudan bir etkisi yokken aşağıda zikredeceklerim doğrudan itikadidir.

şu en son e devletten din değiştirme mevzusu... bunu chp iktidarı yapacak olsa ülke ayağa kalkardı. herkes açık açık söverdi. peki akp iktidarı yapınca ne oluyor?.. muhafazakar kesime soruyorsun memnun değiller ama gıkları çıkmıyor. kalp ile dil arasına perde inmiş, münafıklaşmış...

başka bir misal istanbul sözleşmesi... içeriğini anlatmaya gerek yok herhalde. ortalık dullarla ve i...lerle doldu. dib başkanı karşı çıkıyor, oley... erdoğan da karşı çıkıyor, oley... peki bu pisliğin altında imzası olan erdoğan başka biri mi? eğer bu erdoğan o erdoğan ise değiştirmeye kudreti yok mu?! yazarken bile zorlandım! aynı anda hem iktidarı hem muhalefeti oynamak münafıklık değil de nedir...

islam tarihine göz ucuyla bakmış biri bile şunu görür: bir kavmin lideri islama girerse o kavim de sorgusuz sualsiz islama girer ya da lideri azleder. lideriniz kemalist ise halkınız da öyle olur. lideriniz dini kullanıyorsa halkınız da kullanır.

(bkz:muhafazakar münafıklık)