bütün kötülere inat hala kendisini çok sevdiğim liderdir. inşallah doğru yolda olduğu sürece allah önünü açık eder. allah basiretini artırsın. (*)
zamanla iktidar olmanın kendisinde hayli görme sorunu yaşattığı aşikar. kibir ve gurur dönüşümleri yoğun miktarda mevcut. bu son yol suzluk iddiaları ve buna verilen cevaplar zayıf ve şaibe uyandırıcı.
cemaatin de ondan geri kalır yanı pek yok. müslümana saman altından su yürütmek yakışmaz. tavırlar ve açıklamalar net olmalı. yine de gönlüm ister ki bu durum bir an önce düzelsin, teşkilatı temize çıkarılsın, arındırılsın ve yoluna devam etsin. çünkü bu vakitlerde ona alternatif bir lider pek çıkmayacak gibi görünüyor.
tüm bu yapay gündem ve sarsıntılara enine boyuna düşünerek karar verilip yazılmış bir metnin altına ben de imzamı atarak kendilerine desteğimi iletmek isterim.
bu hazırlanan metin izdiham dergisinin destek metnidir. bilenler iyi bilir ki bu dergi bu günlere kadar iktidar ve cemaate karşı seviyesini korumuş ve gerektiği yerlerde ölçüsünü koruyarak ağır eleştirilerde bulunmuştur.
metin aşağıda mevcuttur. dediğim gibi ancak açıklamam aşağıdaki gibi olursa destekçisiyim.
öncelikle kaynak : (http://www.izdiham.com/makale/neler-oluyor-biz-neredeyiz/5198)
ve sitenin webden silinmnesi ihtimaline karşı tam metin:
" tayyip erdoğan'ın yanındayız!
yaklaşık bir yıldır gizli çekişmelerin ve pazarlıkların ve kirli oyunların üssü haline getirilmeye çalışan ülkemiz, hepimizin ülkesi türkiye zor günler geçiriyor.
17 aralık 2013'te sabah gözümüzü açtığımızda yolsuzluk operasyonu hepimizin bir başka uyanmasına sebep olmuştu. çünkü bu olaylar her zaman olmaz ve kötü görüntülerdi. çünkü ülkemizi, kurumlarımızı, torağımızı emanet ettiğimiz yönetenlerin, yönetenlerin çocuklarının yolsuzluk, rüşvet soruşturması epey canımızı sıktı.
peki i̇zdiham olarak biz neredeyiz?
altı yıldan fazla bir zamandan beri sadece şiire hizmet eden i̇zdiham defalarca siyasetteki kötü, çirkin ve merhametsiz sahnelere tavır aldı. takip edenler bilir. hiç kimse sesini çıkaramazken yıllar önce "eşkıyayı doğuran ana değil mi?" deyip bu ülkenin herkes kadar bireyleri olan kürt annelerinin de bir duygusunun, analık duygularının ne kadar ulvi olduğunu yazdık. bir çok ateşli konuya el atan da i̇zdiham oldu. milyonlar bizi takip etmiyor ama allah görüyor hepimizi. doğruları kırmadan ve incitmeden söylemek zorundayız. bazen de bağırarak.
defalarca ak parti'yi eleştirdik. bizim eleştirmemiz bir hasımlık, bir nefret içermiyordu. i̇stedik ki içinde sevdiğimiz bir çok insanın bulunduğu ak parti'ye leke gelmesin, milletin emanetini güzel kullansınlar, ona sahip çıksınlar; kendilerine güvenenleri mahçup etmesinler.
mesela erdoğan bayraktar, edirne'de kanserli kızcağıza hakaret ederken "bu bakanı görevden alın" diye yazdık; bu ülkede kimler zengin diye bir metin kaleme alıp parti teşkilatlarındaki yapılanmaların kirlenmesinden bahsettik. peki ne oldu? ak partili tanıdıklarımız, dostlarımız, arkadaşlarımız eleştirdiler ve yanlış yaptığımızı söylediler. hayır, biz yanlış yapmıyorduk. biz sadece bu ülkenin sanatla uğraşan ve hiç bir menfaate, belediyeye, devlet kurumlarına bulaşmayan insanları olarak içimizden geleni söylüyorduk. ve biliyor musunuz ki i̇zdiham olarak yapmak istemediğimiz ama yapanları da asla eleştirmediğimiz şu harekette bulunduk. dergimizi kültür bakanlığı'na bile gönderip almalarını talep etmedik. düşündüğümüz anda da zaten eve gelince unutmuştuk çoktan.
adana valisi makam aracından gavat derken biz karşı çıktık. dedik ki vali görevden alınmalı. hiç bir vali millete gavat diyemez. dediyse de kendini ankara merkezde, emekli valilerin yanında bulur. bulmalı da.
ve daha bir çok eleştirdiğimiz, kendi lisanımızla yol gösterdiğimiz konu oldu.
ve geldik 17 aralık operasyonu'na.
biz bu olayları bir operasyon olarak görmekteyiz. ve i̇zdiham olarak bu olaya şu şekilde bakıyoruz.
birincisi; olayların niyeti, ikincisi ise olayların içeriği.
biz bu operasyonun niyetini çok kirli buluyor ve tamamen bu ülkenin seçilmiş, son on bir yılda çok büyük hizmetler yaptığına inandığımız başbakan tayyip erdoğan'a karşı yapıldığını düşünüyoruz. amaç tamamen başbakanımızın devrilmesi yönünde ki bunu asla kabul etmiyoruz, elimizden geldiğince de karşısında olacağız.
olayın içeriğindeki yolsuzluk görüntüleri, rüşvetler ve adı anılan ne varsa da yapanları allah'a ve adalete havale ediyoruz. hiç kimsenin cebinde çay parası bile olmayan bir çok insanın kuruşunun harcanmasına da gönlümüz asla razı değil, olmayacaktır da. makamlar hizmet içindir, rant elde etme yerleri değildir.
bu hadiselerin bir hayra vesile olacağını ve iktidar kanadının bir temizliğe gideceğine inanıyoruz. tayyip erdoğan ve hükümetinin bu tür olaylara asla göz yumacağını sanmıyoruz, sanmak da istemiyoruz.
tehlike dışardan.
ve i̇zdiham olarakbu tehlikeyi gördüğümüzü söylüyoruz.
tehlike geçene kadar da i̇zdiham'ın tayyip erdoğan'ın yanında olduğunu, desteklediğini ifade ediyoruz.
sonra mı? bizim bir duvar dibimiz var üsküdar'da.
oturup şiir okumaya devam edeceğiz.
ama şimdi ülkemizin başbakanının, tayyip erdoğan'ın yanında ve hizasında olacağız.
son söz: taraf olarak gözüken iki dindar kesimin birbirine hiç hoş olmayan hakaretleri, üsluplarına da karşıyız. ne olursa olsun hakaret etmek, küfür etmek insana, sana, bana, ona yakışmıyor. hatta dindar insanların dindar olmayanlara hakaret etmelerine de karşıyız. biz birilerine düşman olacaksak, bizimle gurur duymalılar. düşmanlığımız karşımızdakine bir gurur vesilesi olmalı.
demeliler ki evet o benim düşmanım ama onurlu ve asla alçak değil! "
i̇zdi̇ham