uzun bir aradan sonra tivitırda göründüler.
özgürlük güvenlik dengesi, komşularla sıfır problem, çok boyutlu ve çok kulvarlı ilişkiler, yeni bir üslup, ritmik demokrasi ve sınırsız ekonomik entegrasyon ilkelerini türk dış politikasına hakim kılan dışişleri bakanımız.
zeka küpü.
"avrupa'yı kibri yok edecek" diyen adam.
"mescidi aksa israil toprağı değildir ve olmayacaktır" diyerek takdir toplayan bakandır.
türkiyenin bu günlere gelmesini sağlayan baş faktörlerden biri.
wikileaks belgelerinde "1683 viyana bozgununun ve endülüs'ün intikamını almak için başbakan erdoğan'ı motive eden bir neo osmanlı'' diye nitelenen dışişleri bakanımız. türkiye merkezli bir dünya inşa etmek için uyguladığı şahsiyetli dış politika emperyalist dünyanın, islam düşmanlarının, siyonistlerin, neoconların, uluslararası şer odaklarının tepkisini çekmiş anlaşılan. böyle bir değere sahip olduğu için milletimiz ve islam dünyası kendisiyle bir kez daha gurur duydu.
eş şebab adlı terör örgütünün din adına yaptıgı katliamları bilmeyenlerin suçladıgı dışişleri bakanımız. türkiyede burslu okumak isteyen somalili öğrencilerin basvuru yaptıgı kuyruga bile bomba koyup onlarca öğrenciyi öldüren bi örgütten bahsediyoruz. şu anda somalide gayet müslüman bi yönetim var. eş şebab örgütü el kaide uzantısı radikal bir örgüt. somali yönetimi bu terör örgütüyle mücadelede yetersiz kaldıgı için natodan destek istiyor. kabul edelim ki şu anda dünyada şiddet olaylarını, katliamları durdurabilecek tek uluslararası güç natodur. alternatifi kurulana kadar da böyle kalacaktır. şunu da eklemeden yapamadım. peygamber efendimiz yaşasaydı ilk mücadele edeceği grup eş şebab-el kaide gibi din adına her türlü katliamı yapanlar olacaktır. zira el kaide'nin islama verdiği zararı hristiyan ülkelerin tamamı bir araya gelse başaramazlardı.
öncelikle belirtmeliyim ki, somali'nin siyasi yapısı hakkında pek bir bilgi sahibi değilim; bu sebeple yukarıdaki tartışıdaki gibi nokta atışı kesin kanaatlerde de bulunamam. ama buradan gördüğüm kadarıyla somali'de işler iyi gitmemektedir; tıpkı suriye'de olduğu gibi.
ve maalesef türkiye, ahmet davutoğlu ile şaha kaldırdığı dış politikasında son 3 yıldır(*) abd eksenine soktuğunu görmemek için oldukça kör olmak gerekir.
daha birkaç yıl öncesine kadar barış ve birlik mesajlarıyla ülke ülke dolaşan ahmet davutoğlu, şimdilerde siyasi olarak karışan ülkelere batı müdahalesi olsun diye müzakereler yapmakta. sanki ülkelerde varolan karışıklık, bu yardımını istediği "güç"lerden kaynaklanmıyormuş gibi...
bu hususla alakalı olarak sorulacak en makul sorular ise; ne değişti de böyle oldu? veya ne oldu da 10 yıl öncesine döndük? oluyor sanırım.
ilginize ali bulaç'ın bu hususla alakalı sorusu ve cevabını ortaya koymaya çalıştığı iki makalesi:
(http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1231814&keyfield=)
(http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1232850&keyfield=)
ve maalesef türkiye, ahmet davutoğlu ile şaha kaldırdığı dış politikasında son 3 yıldır(*) abd eksenine soktuğunu görmemek için oldukça kör olmak gerekir.
daha birkaç yıl öncesine kadar barış ve birlik mesajlarıyla ülke ülke dolaşan ahmet davutoğlu, şimdilerde siyasi olarak karışan ülkelere batı müdahalesi olsun diye müzakereler yapmakta. sanki ülkelerde varolan karışıklık, bu yardımını istediği "güç"lerden kaynaklanmıyormuş gibi...
bu hususla alakalı olarak sorulacak en makul sorular ise; ne değişti de böyle oldu? veya ne oldu da 10 yıl öncesine döndük? oluyor sanırım.
ilginize ali bulaç'ın bu hususla alakalı sorusu ve cevabını ortaya koymaya çalıştığı iki makalesi:
(http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1231814&keyfield=)
(http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1232850&keyfield=)
