ahmet davutoğlu – dertli sözlük
anadolu irfanı hiç şaşmaz:

sadık yârim diye yeminler içti,
özü çürük imiş duyduk sonradan
"türkiye'de halkın gözünde siyasette birşeyler yapmak istiyorsan iyi laklak yapıcaksın. hiçbir şey bilmesen zır nana cahil de olsan hitabet kabiliyetin varsa işi kurtarırsın. üniversite mezunu olmana gerek bile yok. yoksa kitap yazmışsın hocalık yapmışsın, akademisyenmişsin şöyle dil biliyormuşsun bunlar bizim işimiz değil. biz güzel konuşana oy veririz aga. " dedikten sonra ahmet davutoğlu hocamıza hürmetlerimizi arz ederiz. kendisini severiz. ama bir başarısı olur mu olmaz mı allah bilir. (cc)
kendisine yazık etmekte olan kıymetli bir akademisyen. şimdi talip olduğu idarenin başındaydı halbuki. o zaman mücadele etmeyip ayrılma yolunu tercih ettiği dava şimdilerde mi aslını kaybetti. oy anlamında tabanda bir karşılığının olmadığını göremiyor olamaz. peki neden sana saygı duyanları üzüyorsun hoca?
adı anıldığında aklıma iki şey geliyor. i̇lki, hebdo davasında gavurlarla kol kola yürüyüşü. i̇kincisi ise büyük alim ahmed davudoğlu.
kendisini daha önce akıbeti hususunda uyarmıştım lakin faydası olmamış; #464006ahmetciğim beni bul oy oranını yüzde bir buçuğa çıkaralım.kendisi başbakanlıktan sonra tekrar akademiye dönüp dünyanın en iyi üniversitelerinde hocalık yapabilirdi, buna hem akademik birikimi hem de tecrübesi yeterli idi. lakin o anlamsız bir yola girdi. kendisini ispatlama gayretiyle gerçeklerden uzaklaşmaya başlıyor. bu siyaset/liderlik hırsı kendisine pahalıya mal olacak.
şuradaki itiraflara göre hilal kaplan'ın başını çektiği ve damat bey tarafından finanse edilen boğaz yalılarında profesyonel yazar ve medya adamları eliyle devrilmiştir. twitter'da çokça görünen merve taşcı, haşmet babaoğlu, cemil barlas ekibi de yalı ekibinden ve ciddi şekilde finanse edilen bir yapının içerisinde.

http://firaterez.blogspot.com.tr/2017/04/pelikan-1-kisisel-tanklk-baslangc.html

davutoğlu'na fetöcü yakıştırmaları da muhtemel ki bu ekipten geliyor. referandum sonrası günah keçisi arıyorlar. halbuki davutoğlu en baştan başkanlığa karşı idi. inanmadığı şeyi partiye zarar gelmesin diye söylemedi. bu basit bir fikir ayrılığı.

hali hazırda hilal kaplan'ın burada anlatılan göndermeleri fetöcülerden hiç farklı değil. bu nasıl bir fettanlık aman allah'ım.

sonuçta elimizde, konya'nın köylerinden boğaziçine oradan akademisyenliğe ve mükemmel bir bürokrasi kariyerinden sonra kendisi siyasete girmek istemediği halde başbakanlığa kadar yükselen ve dahi siyasete ahlak kavramını yeniden getiren, tarikat çevreleri ile yakın ilişki içerisinde olan bir dönemin islami dergilerinde uzun süre yazıları çıkan davutoğlu'nun; zamanında başörtüsü zulmünün edebiyatını sonuna kadar yapıp ve bundan faydalanarak müslüman kesim içinde yer edinen sonra da belli odakların profesyonel tetikçisi haline gelen hilal kaplan ve ekibi tarafından yalı darbesi ile devrilmesi hikayesi kalıyor.

hilal kaplan'a dikkat etmek lazım. pek güvenemiyorum kendisine.
geliştirdiği ve uyguladığı politikaları eleştirsem de -bu ülkede en temiz siyasetçi kim?- denildiğinde hiç düşünmeden ismini zikredebileceğim siyasetçidir.