adalet ve kalkınma partisi – dertli sözlük
akp'nin en sevdiğim sloganlarından biri, 'hayaldi, gerçek oldu' dur. akp, bu ülkede, ülkenin ve milletin gerçek menfaatini düşünen mühim şahsiyetlerin bir zamanlar hayal deyip, uğruna bir çok emek sarf edip, yitik verdikleri yüce davanın, güçlü savunucusu ve meyvesi olarak, o güzel hayalleri gerçeğe bir bir dönüştürmeyi bir boyun borcu bilmiştir. başbakan'ın biz bu yola baş koyduk mesajları da bunu bize hep hatırlatmıştır.

babam, ben küçükken bana sen büyüdüğünde üniversiteye başını açmadan gireceksin, o günler yakın allah'ın izniyle derdi. açacak olursam gidemeyeceğimi söylerdi. akp hükümetinin bugün gerçekleştirdikleri, bizden önceki koca bir neslin dualarıdır aynı zamanda. akp'ye saygım büyüktür ve attıkları her adım anlamlıdır.

fakat, bu yüce davanın asıl sahiplerine ızdırap çektirenler de bu ülkenin fertleridir. ve hükümet olarak, asıl gaye halka hakk'ın desteğiyle hizmet vermekse, onları mağdur etmemek de bu hükümetin boyun borcudur.
her çevreyi ve ideolojiyi memnun edemeyecek olsa da, adalet ekseninde hesap veremeyeceği şeyler yapmamak da bu hükümetin boynunun borcudur.
referansının kur'an ve sünnet olduğunu söylemesi, akp hükümetinin bizden ziyade (dünün mağdurlarından ziyade) onlara (dünün mağdurlarının faillerinin görüşlerini yol bilmişlere) karşı sorumluluğu daha ağır ve fazladır.

hükümetin son dönemde acelecilikle aldığı bir takım kararlar(en azından uygulaması gayet acele ki toplumun büyük kesimleri tarafından sindirilmekte zorlanılıyor), ağır olan sorumluluğunun hakkını vermekte zorlandığının ve kendisini sorgulamaya bu kadar kapatmasının doğru olmadığının en açık göstergesidir. oy tabanı geniş olan, hizmetleriyle faklı çevrelerin bir zamanlar gönlünü yapmış olan partinin istişare sorunu, çok farklı sorunlara yol açabiliyor.

ebu cehillerin torunlarını memnun etmesini beklemesek ve istemesek de, izlemiş olduğu yolu kur'an ve sünnet ışığında tekrardan gözden geçirmesi ve farklı yollarla davaya sahip çıkanları da mağdur etmeme uğraşına girmesi gerektiği kanaatindeyim.

bu bağlamda, gezi olaylarının ve dershane tartışmalarının (son zamanlarda hükümetin en çok eleştirildiği ve en çok desteklendiği süreçler olarak) paralelliğini gözden kaçırmamak gerekir. ben bunları niyette ve yol izleyişte bir takım zaafların varlığına yoruyorum ve rabbimden kendisinin davasına sahip çıkma gayreti içerisinde zayıf ve genç bir kulu olarak büyüklerimizin, daha sağlam adımlarla yollarına devam etmesini diliyorum.

dış politika olaylarına hiç değinmeyeceğim bile. rabbim bu ümmet ve bu millet adına hayırlı olan ne varsa bizleri ona vesile kılsın ve yanlışlarımızı idrak edip doğruya dönüştürme aşamasında yar ve yardımcımız olsun. amin.