martin eden

i̇nsanın olmadığı konuma dair merakı ve oraya ait olmak arzusu bazen kendi var olduğu yeri aşağılamasına neden olur, kitapta da insan hangi yere ait olursa olsun kendini nerede görmek isterse istesin, başkalarının istediği konumlara ulaşmadığı taktirde başkalarının gözünde bir hiçtir ta ki bir yerlere, o başkalarının kafasından geçen gerçekliğe vardığı zaman onların gözünde değerli olur. zamanında değerli olmayan şeylerin içine para, şöhret girdiği vakit insanlar ancak o zaman kişiyi yüceltme, yanında olma eğilimine girerler.
zamanımızda da böyle değil midir?
birisi çok büyük bir ses, yenilik getirmeden önce kim o kişinin çektiği acıları düşünebilir, insan sadece yapılana odaklanır ve sanıyorum ki herkes martin eden gibi değildir. i̇nsan şöhret içinde olduğu zaman kendini(*)kaybetmeye hazırdır belki de o yüzden zenginler düşünemedikleri veya başka bir amaca hizmet ettikleri için intihar etme eyleminde bulunmazlar.

hatirimda kaldigi kadari ile, yazar da, kitaptaki kahramani gibi intihar ediyor. (ayni yontemle degil)

jack london'ın sevdiği kızı etkilemek için edebiyata ilgi duyan ve bu konuda kendisini geliştiren martin eden'in macerasını anlattığı romanı.jack london'ın otobiyografisi olarak da bilinen bu kitap edebiyat, toplumsal tabakalaşma ve "yazar" olma gibi ciddi konular üzerinden ilerliyor. martin eden'in ruth'a olan başlangıçtaki saf sevgisinin evrilme hikayesi bir nevi.okudukça okutan bir kitap. i̇ster istemez merak ediyorsun; sonunu planlamadan bu kadar hırsla giden bir kişinin -gerçekleşirse şayet- amacının bitiminde neler hissedeceğini veyahut neler düşüneceğini.kitabı okurken üzerinde eskiden düşündüğüm bir konuya açıklık getirdi; evet yazarlarda okumalı ve yoğun bir şekilde çalışmalı. edebiyat aktiflik istiyor.