akademisyen hanımların bekar olması – dertli sözlük
kendi üzerimden açıklayayım. bir kadının erkeklere ders anlatmasını doğru bulmuyorum. hele bu kıskançlıkla cevaz olsa dahi mümkün değil. bir de tanıdığım akademisyen kadınların hepsi sorunluydu: kapris var, erkeksi duruş var, kibir desen tavan... böylesinin iyi bir anne veya hanım -eş değil!- olabileceğine inanmıyorum.
evlilik bütün yüküyle kadının omuzuna yük olacağı için olabilir mi? erkek kapıyı kapatıp çalışabilir, kütüphaneye gidip çalışabilir ama kadın hem ev işlerini, hem ailenin sosyal bağlarını(çocuğu saymıyorum bile) sürdürmek zorundadır. kompleksli kocanın özellikle ezici davranışlarını da ekleyin. azıcık aşım, ağrısız başım demeleri normal. evlilik kadının sorumluluğunu arttırırken erkeğe konfor sağlıyor. dengeli bir ilişki mümkün oysa.
kismen akademinin icinde olan evli bir erkek olarak bildiriyorum. akademi hayatinda evlilik imkansiz degil, hatta geri donup bakinca aslinda akademik hayatin devamliligi ve verimliliginde pek carpan etkisi oldugunu da dusunmuyorum. ote yandan akademik camiada, evliligin uretkenligi etkileyecegine dair bir onyargi oldugunu da kendi capimdaki tecrubemden yola cikarak onaylayabilirim. asil zaman isteyen kisim cocuk sahibi olmak. bu konuda hanimlarin hakikaten destege ihtiyaci var. sagolsun esimin destegi olmasa, yogun zamanlari cocuklu olarak atlatmak epey zorlardi beni.
doğruluk payı yüksek iddia. zira akademik kariyer tercihinde bulunan hanımlar evliliği genelde doktora sonrasına erteliyor bu da en iyi ihtimalle evlilik yaşını 30a çıkarıyor yaş 30a gelince de beğenme kriterleri zorlaşıyor, ya da kendilerine denk biri karşılarına çıkmıyor vesaire. not: sır 'ın çalıştığı akademisyenler genelde sosyal bilimlerden vs. olduğu için onun tecrübeleri bu iddiayı çürütmez.
evliliğin akademik kariyere etkisi üzerinden cinsiyet ayırmadan konuşulabilir mesele. ya da akademik kariyerin evliliğe etkisi..

son 4 yıldır çalıştığım kişilerin neredeyse tamamı akademisyen.
yer aldığım projelerin-yayınların neredeyse tamamı akademik.
cinsiyetler de yarı yarıya diyebilirim.
evli olup müthiş verimli-nitelikli iş üreten akademisyen (ve adayı) hanım kişisi ile de çalıştım. bekar olanı ile de çalıştım.
-haklı ya da haksızlığını bilemem- 1 günlük işi 1 ayda tamamlayanına da. (hem evli hem bekar)

yani evlilik yaşının ilerlemesinin akademisyenlik ya da meslek ile, özel olarak, çok ilgili olmadığını düşünüyorum.

not: akademisyen değilim. akademik kariyer basamağının hiçbir yerinde yokum. fakat son yıllarda camiada akademisyen denince akla gelen 10 ismin 5i ile dolaylı-dolaysız teşriki mesaim olmuştur.
tercih sebebi de olabilir nasip olmamış da olabilir ama akademik kariyer yapan hanımların sanki tercihlerini yapıp akademi ile evlendiklerine dair yaygın ama yanlış bir algı var. bir de doçentligini vs vermiş hatrı sayılır bekar hocaların googla adını yazınca ilk çıkan 5 sonuç xxx bekar mı? xxx evlendi mi? şeklinde oluyor. oysa makalelerine akademik çalışmalarına ulaşmak için google akademikte epey mesai harcamak gerekiyor. beyefendiler için sonuç böyle olsun hiç zannetmiyorum. bu da hala toplumumuzda kadın ve kariyere bakışımızın çok da değişmediğini gösteriyor.