bayram – dertli sözlük
hala bayramdır.
çocuklar sevindirilir büyüklerin elleri öpülür ziyaretler yapılır misafirler ağırlanır.
hediye verip başı okşanınca çocukların hala yüzü güler, eli öpülüp kapısı çalınınca ihtiyarlar hala mutlu olur. her daim olduğu gibi zulüm altında ülkeler de vardır onlar içinde dualar edilir elden geldiğince malla bedenle yardım edilir. dayanışılır.
böyle olmaya devam ettikçe bayram hep bayramdır.
kutlu olsun.
bugün bayram erken kalkın çocuklargiyelim en güzel giysileri sözlerini aklıma getiren durum.çocukların yeni aldığı elbiselere sarılarak uyumasına vesile olan olay.mutluluğun saf hali, büyüklere yapılan ziyaretler, el öpmeler....(bkz:nerde o eski günler)
mehmet akifi'in bir şiiri;âfâk bütün hande, cihan başka cihandır;bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır!bayramda güler çehre-i mâ'sûm-i sabâvet,ümmîd çocuk sûret-i sâfında ıyandırher cebhede bir nûr-i mücerred lemeânda;her dîdede bir rûh demâdem cevelândır.âlâm-ı hayâtın iki kat büktüğü ecsâdfeyzindeki te'sîr ile âsûde revandır.ferdâ-yı sükûn perveridir sâl-i cidâlin,nevmîd düşen kalbe ümîd-âver-i candır.heycâ-yi maîşetteki feryâd-ı mehîbindünyâda biraz dindiği an varsa bu andır.subhunda bahârın şu sabâhat bulunur mu?bak çehre-i gabrâya: nasıl şen, ne civandır!her sînede bir kalb-i meserret darabanda,her kalbde bir âlem-i eşvâk nihandır.raksân oluyor cünbüş-i dûşiyle anâsır,gûya ki bütün sadr-ı zemin pür-galeyandır.eşbahı da cûşân ediyor feyz-i mübîni,yâ rab bu nasıl rûh-i avâlim-sereyandır!bayramda gelir yâ da ne hoş hâtıralar ki:bin ömre verilmez, o kadar kadri girandır,iydin bana dâim görünür levh-i kerîmi:mâzî-i tufûliyyetimin yâd-ı besîmi.birinci gün hava bir parça nâ-müsâiddi;i̇kinci gün açılıp, sonra pek güzel gitti.dedim ki: 'fâtih'e çıksam yavaşça, bir yandadurup o âlemi seyreylesem de meydanda,ziyâret etsem ehibbâyı sonradan... hoş olur.bütün gün evde oturmak ne olsa pek boştur. 'bu arzû-yi tenezzüh gelince, artık bendurur muyum? ne gezer! fırladım hemen evden.gelin de bayramı fâtih'te seyredin, zirâhayâle, hâtıra sığmaz o herc ü merc-i safâ,kucakta gezdirilen bir karış çocuklardantutun da, tâ dedemiz demlerinden arta kalan,asırlar ölçüsü boy boy asâli nesle kadar,büyük küçük bütün efrâd-i belde, hepsi de var!adım başında kurulmuş beşik salıncaklar,i̇çinde darbuka, teflerle zilli şakşaklar,biraz gidin; kocaman bir çadır... önünde bütün,çoluk çocuk birer onluk verip de girmek içinnöbetle bekleşiyorlar. acep içinde ne var?'caponya'dan gelen insan suratlı bir canavar! 'geçin: sırayla çadırlar. önünde her birinin.diyor: 'kuzum, girecek varsa durmasın girsin.'bağırmadan sesi bitmiş ayaklı bir îlân,'alın gözüm buna derler...' sadâsı her yandan.alettirikçilerin keyfi pek yolunda hele:gelen yapışmada bir mutlaka o saplı tele.terazilerden adam eksik olmuyor; birisii̇nince binmede artık onun da hemşerisi:'hak okka çünkü bu kantar... frenk îcâdı gıramdeğil! diremleri dörtyüz, hesapta şaşmaz adam.'- muhallebim ne de kaymak!- şifalıdır macun!- simit mi istedin ağa?- yokmuş onluğun, dursun.o başta: kuşkunu kopmuş eğerli düldüller,bu başta: paldimi düşmüş semerli bülbüller!baloncular, hacıyatmazlar, fırıldaklar,horoz şekerleri, civ civ öten oyuncaklar;sağında atlıkarınca, solunda tahtırevanönünde bir sürü çekçek, tepende çifte kolanöbek öbek yere çökmüş kömür çeken develer...ferâğ-ı bâl ile birden geviş getirmedeler.koşan, gezen, oturan, mâniler düzüp çağıran.davullu zurnalı 'dans' eyliyen, coşup bağıran,bu kâinât-ı sürûrun içinde gezdikçe,çocukların tarafındaydı en çok eğlence,güzelce süslenerek dest-i nâz-ı mâderle;birer çiçek gibi nevvâr olan bebeklerlegelirdi safha-i mevvâc-ı ıyde başka hayât...bütün sürûr u şetâretti gördüğüm harekât!onar parayla biraz sallandırdılar... derken,dururdu 'yandı! ' sadâsıyle türküler birden,- ayol, demin daha yanmıştı a! herif sen de,- peki kızım, azıcık fazla sallarım ben de.'deniz dalgasız olmazgönül sevdasız olmazyâri güzel olanınbaşı belâsız olmaz!haydindi mini mini maşallahkavuşuruz inşallah...'fakat bu levha-i handâna karşı, pek yaşlı,bir ihtiyar kadının koltuğunda gür kaşlı,uzunca saçlı güzel bir kız ağlayıp duruyor.gelen geçen 'bu niçin ağlıyor? ' deyip soruyor.- yetim ayol... bana evlâd belâsıdır bu acıçocuk değil mi? 'salıncak' diyor...- salıncakçı!kuzum, biraz da bu binsin... ne var sevâbına say...yetim sevindirenin ömrü çok olur...- hay hay!hemen o kız da salıncakçının mürüvvetinekatıldı ağlamayan kızların şetâretine.
2020'de yapılınca virüs bulaştırıp hastaneye yatırılmalarına sebep olan eylem damgası yedi...